21 Ağustos 2015 Cuma

programlama dersleri pdf indir


Dosya türü: .pdf
Boyut388 KB
Konu:  Programlamaya Giriş 
Hazırlayan: Anonim
Açıklama: Yazılım geliştirme,yazılım geliştirme ortamları,programcılığın yöntemleri ve temel kavramlarla ilgili derlenmiş temel programcılığa giriş yapacak insanlar için yararlı bir yayın..

Bilgisayar mühendisliği sıkıcı mı?




Merhaba arkadaşlar bu yazımızda bilgisayar mühendisliğinin nasıl bir meslek olduğu ve nasıl olması gerektiğini kendi cümlelerimle anlatmaya daha doğrusu içimi dökmeye çalışacağım. 
Aslına bakarsınız mesleğe yeni başladığınızda o kadar eğlenceli bir iş ki sürekli yeni şeyler öğreniyorsunuz ve sürekli bir heyecan yaşıyorsunuz. Beyinler tabi ki ilk etapta taze olduğundan her gelen bilgi fotoğraf çeker gibi hafızaya alınıyor. Sürekli kod yazmak bir şeyler okumak yeni şeyler öğrenmek için can atıyorsunuz. Dışarıdan size ne manyak adam kafayı yiyecek diyorlar ancak tabi bu sizin umurunuzda değil çünkü yaptığınız işi çok seviyor ve mesleğinizde ilerlemek için ne gerekirse yapmaya hazırsınız ve yapıyorsunuz.
       Ancak Türkiye şartlarında kendinizi geliştirme imkanınız bir süre sonra yavaşlayabiliyor. Tabi ki bu çalışmakta olduğunuz firma kültürüyle de alakalı. Eğer firmanız çalışanını kendisini geliştirmek için fırsatları önünüze açmıyorsa , zaman zaman eğitim ve bilgilendirme toplantıları yapmıyorsa ve eğer siz de kendinizi akışa bırakırsanız kendinizi bir rutin içerisinde buluveriyorsunuz. İşte bilgisayar mühendisinin bana göre başına gelebilecek en kötü şey.
     Bizler şartlar ne olursa olsun kendimizi sürekli güncel tutmalıyız aksi halde bir rutin içerisine girer ve yaptığımız işten haz almamaya başlayabiliriz. Durum böyle olunca da bu sosyal hayatımıza da yansır çünkü günümüzün büyük bölümü zaten işte geçiyor. İşinde huzurlu olmayan birisinin sosyal hayatında huzurlu olması beklenemez.
    İşin diğer boyutu öğrenilecek teknolojilerin fazlalığı bir buhrana yol açabilir. Kendinizi yetersiz hissedip hepsini öğrenmem lazım dediğinizde bir anda kaos ortamı oluşturmanız kaçınılmaz. Bunun için bizler hedef belirlemeyi, plan yapmayı , organize etmeyi , zamanı etkili kullanmayı herkesten daha iyi öğrenmeliyiz. Kendimden bir örnek vereyim eğer planımı yapıp bir yapılacaklar listesi oluşturup sırayla her bir işi bitirip listeden çıkardığımda kendimi daha iyi ve verimli hissediyorum. 
   Tabi ki her zaman plan yapmakta mümkün olmayabiliyor ancak mümkün olduğu kadar hem iş hem de sosyal hayatımızı planlamak gerçekten önemlidir. 
   Günümüz şartlarında en önemli şey zaman. Zamanı yetirebilmek ve keyifli geçirebilmek çok önemli çünkü zaman çok hızlı akıyor ve bizim bir şekilde onu yakalamamız ve yeri geldiğinde kontrol altına alabilmemiz lazım.


17 Ağustos 2015 Pazartesi

bilim tarihi nedir?



Hepimiz okul kitaplarından öğrendiğimiz bilim tarihine aşinayız:
Galileo'nun dünyanın evrenin merkezi olmadığını kanıtlamak için teleskopu nasıl kullandığını,Newton'un ağaçtan düşen elma sayesinde yer çekimini nasıl keşfettiğini, Einstein'ın basit bir denklemle zaman ve uzamın gizemlerini nasıl çözdüğünü biliyoruz.
Bilim tarihi hem doğa bilimlerini hem sosyal bilimleri içeren bilimsel gelişmenin ve bilimsel bilgi birikimi üzerine yapılan çalışmalardır. (Sanat ve beşeri bilimler tarihi ilim tarihi olarak adlandırılır.) 18. yüzyıldan 20. yüzyılın sonlarına doğru, bilim tarihi, özellikle fiziksel ve biyolojik bilimler, yanlış fikirlerin yerini doğru kuramların aldığı bir ilerleme içindeydi.Thomas Kuhn’ın yorumları gibi daha yeni tarihsel yorumlar bilim tarihini daha incelikli terimlerle, bilim tarihi dışında olan düşünsel, kültürelekonomik ve politik konuları içeren kavramsal sistemler ve rakip önlemler gibi konular daha geniş bir kalıp içinde bilim tarihini betimledi.
Bilim gözlemlerin, açıklamaların ve gerçek dünyadaki olguları vurgulayan bilim insanları tarafından oluşturulan dünya hakkındaki deneysel, kuramsal ve uygulanabilir bilgiler ile oluşturulan bir yapıdır. Bunun tersine bilim tarih yazımı hem toplumsal tarihten hem düşünsel tarihten sıklıkla yararlanır. Fakat 19. yüzyılda William Whewell tarafından üretilenİngilizce “scientist” (bilim insanı) kelimesi göreceli daha yenidir. Bundan önce doğa ile uğraşan insanlar kendilerini doğa filozofları olarak tanımlarlardı.Ancak bu doğa filozoflarının bilimsel zeminin oluşmasına katkıları yadsınamaz.Çünkü bilim yalnızca zümrenin,aristokrasinin değil kollektif bir çabanın,insanlığın ürünüdür.
Doğal dünyanın deneysel araştırmaları Antik Yunan’dan (Örneğin TalesAristotales ve diğerleri) itibaren ve bilimsel yöntemler Orta Çağ’dan (örneğin, İbn-i Heysem ve Roger Bacon) itibaren tanımlanmış olsa bile modern bilimin ortaya çıkışı 16. ve 17. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan bilimsel devrimin erken dönemlerine uzanır.Geleneksel olarak bilim tarihçileri bilimi bu soruları da kapsayacak yeterlilikte bilim kavramını tanımladılar ve tedkik ve gözlemlerinde bu dönemin bilim anlayışını kullandılar.

14 Ağustos 2015 Cuma

problem çözerken uyulacak basamaklar nelerdir?



Arkadaşlar bu yazımızda bilgisayar bilimlerinin,matematiğin,fiziğin ve diğer bilim dallarının problem çözümüne yaklaşım metotlarını tanıyacağız.Özellikle yazılım alanında bize bu algoritmik düşünmemiz adına ışık tutacaktır.

Öncelikle problemin ne anlama gelmektedir onu anlamaya çalışalım.


PROBLEM NEDİR? 
Tdk tanımına göre "Teoremler veya kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru, mesele veya sorun." demektir.

Problem, insanoğlunun gidermek,üstesinden gelmek istediği her türlü güçlük olarak tanımlanabilir.Bir durumun problem olarak tanımlanabilmesi için şu iki koşulu taşıması gerekir:
1. Kişide rahatsızlık uyandırmalı.
2. Birden fazla çözüm yolu olmalı.

    
PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİ
Problem olan durumun belirlenerek, çözüm yollarının aranması ve problem durumunun aydınlatılması sürecidir.
PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİNİN AŞAMALARI:
       1. Problemin belirlenmesi.
       2. Problemin anlaşılması.
       3. Problem için hipotezlerin oluşturulması.
       4. Problemle ilgili bilgi toplanması.
       5. Hipotezlerin test edilmesi.
       6. Hipotezler arasından deney ve karşılaştırmalar yoluyla probleme en uygun olanın seçilmesi ve uygulanması.
       7. Hipotezlerin test edilmesinden sonuçlar çıkararak genel bir sonuca varılması.

1.Problemin Belirlemesi: Öğrencilerin bir güçlükle karşılaşması veya öğretmenin bir güçlüğü sınıfa getirmesiyle problem ortaya çıkarılmış olur. Ancak güçlüğün öğrenciler tarafından belirtilmesi daha önemli ve daha eğitseldir.İlk zamanlarda problemin ortaya çıkarılmasında öğretmenin rolü daha fazla olmaktadır. Öğretmen problemi doğrudan doğruya belirtebileceği gibi, sınıfta problemin hissedilmesi için uygun bir durum oluşturabilir. Bunun yanında problem sınıfta kendiliğinden ortaya çıkabilir.Karşılaşılan bu durum öğrenciyi etkilemekte ve bu durum onda belli bir düzeyde rahatsızlık yaratmaktadır.
Örnek: Öğretmen nüfus sorununun ana hatlarının çizilmesi konusunda öğrencilere yardım etmek için birkaç soru sorar:
• Nüfus artışı ile ilgili neler biliyorsunuz?
• Nüfus artışı konusunda geçerli bilgiler nelerdir?
• Teknolojik gelişme ile nüfus artışı arasında bir ilişki var mıdır?
Sorulara verilen cevaplar doğrultusunda problem nüfus artışının nedenleri olarak belirlenir?

2. Problemin anlaşılması: Bu aşamada kendimize soracağımız birkaç soru bize problemin analiz edilmesinde ve anlaşılmasında yardımcı olacaktır.

• Problemle ilgili ne anlıyorum?
• Problemle ilgili neyi biliyorum?
• Problemle ilgili neyi bilmiyorum?

Yukarıdaki sorular cevaplandığında problemi hem analiz etmiş oluruz. Hem de problemle ilgili bildiklerimiz ve bilmediklerimiz ortaya çıkar. Bu soruların cevapları bize diğer aşamalarda yardımcı olur.
3. Hipotezlerin oluşturulması: Bir hipotezi oluştururken, öğrenci mümkün olan en kısa zamanda, mümkün olduğu kadar çok olasılık düşünmelidir. Hipotezlerin oluşturulması, problemin çözümü ile ilgili yapılabilecek olanların sınırlarını çizer. Hipotez, bilinmeyeler konusunda, bilinen ve yaşanmış deneyimlerle yapılan, tahminlere dayalı geçici önerilerdir. Bu tanım çerçevesinde öğrenciler, her biri öneri niteliğinde olan ve problemin çözümü ile ilgili karar vermeye yardımcı olacak hipotezler geliştirirler.
Örnek: Öğrenciler,nüfus artışının nedenlerini belirlemeye yönelik 3 hipotez geliştirirler. Bunlar:
• Eğitimsiz insanların daha fazla sayıda çocuk sahibi olmaları.
• Sanayileşmiş toplumlarda (Fransa,İsveç,Japonya,…vb) nüfus artışı sorunun bulunmaması.
• Nüfus artışı sorunu olan ülkelerin aynı zamanda çevre kirliliği, açlık,..vb sorunlarının olması.
4. Problemle ilgili bilgi toplanması: Bilmediğimiz konuları problemin anlaşılması aşamasında belirledikten sonra , problem çözümünde yararlanılacak uygun kaynaklar belirlenmeli ve onlardan yararlanılmalıdır. Bu aşamanın planlı yürütülmesi gerekir. Çünkü oluşturduğumuz hipotezlerin test edilmesinde elde ettiğimiz bilgilerden ve oluşturduğumuz materyallerden faydalanacağız. Kaynak olarak interneti , konu ile ilgili bir kitabı , konu ile ilgili bir materyali kullanabiliriz. Ancak bunların, konunun bütün yönlerini yansıttığından ve gerçekleri dile getirdiğinden emin olunmalıdır.
5. Hipotezlerin test edilmesi: Bu aşamada oluşturulan hipotezler test edilir. Hipotezlerin test edilmesinin amacı ise, gerçekten problemin çözümlerinden biri olup olmayacağını anlamaktır. Bu aşamada toplanan bilgilerden yararlanılır. Öğrenciler hipotezlerin geçerliliğinin gösterilmesi ve test edilmesi konusunda neler yaptıklarını açıklarlar.
6. Hipotezler arasından en uygun olanının seçilmesi: Bu aşamada hipotezlerden probleme en uygun olanı seçilir. Hipotezlerle ilgili araştırmalar ve/veya deneyler yapılır. Kanıtlar toplanır. Toplanan bu bilgiler ışığında hipotezlerle ilgili karşılaştırmalar yapılır. Ve problemin çözümüne yönelik en uygun hipotez seçilir.
7. Genel bir sonuca varma: Problem çözme yönteminin son aşamasıdır. Hipotezlerin test edilmesinden sonuçlar çıkartılarak genel bir sonuca varılır. Hipotezin probleme ne ölçüde ve nasıl bir anlam kazandırdığına dair yazılı bir rapor hazırlanır.
PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİNİN SINIRLILIKLARI
• Çok zaman alan bir yöntemdir.
• Bütün disiplinlere uygulanması mümkün değildir.
• Öğrencilere bir takım maddi külfetler yükleyebilir.
• Problem çözümünde gerekli olacak bir takım materyal kaynaklarının öğrenci tarafından sağlanması güç olabilir.
• Öğrenmenin değerlendirilmesi güçtür. 
PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİNİN FAYDALARI
• Öğrenciler etkindir.
• Öğrenciler öğretme-öğrenme sürecinde etkin oldukları için kalıcı izli öğrenmeler sağlanabilir.
• Öğrencilerde öğrenme sorumluluğunu arttırır.
• Öğrencilerde problem çözümü için bağımsız düşünme yeteneğini geliştirir.
• Öğrenmeye karşı ilgi ve istek uyandırır.
• Karar verme sürecinde öğrencilerin çok yönlü düşünme yeteneğini geliştirir.
• Öğrencilere başkalarıyla yardımlaşmanın ve başkalarının fikirlerinden yararlanılmasının gerektiği görüşünü benimsetir.
• Öğrencilere birden fazla kaynaktan sentez yaparak çalışmayı öğretir.
• Öğrencilere önerilerde bulunma ve hipotezler ileri sürme yeteneği kazandırır.

PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİNDE KULLANILAN YÖNTEM VE TEKNİKLER
              • Takım Çalışması
              • Yaratıcı Düşünme
              * Geniş bir hayal gücü
              * Pek çok muhtemel yanıt ya da düşünce
              * Birbiriyle ayrışan noktalar
              * Yatay yaklaşımlar
              • Analitik Düşünme
              * Mantık çözümlemesi
              * Tek ya da az sayıda yanıt
              * Birbiriyle kesişen noktalar
              * Dikey yaklaşımlar
              • Sınama-yanılma
              • Tümevarım
              • Tümdengelim
              • Beyin Fırtınası

Kaynakça: http://www.ozelogretim.hacettepe.edu.tr/grup3/problem.php

13 Ağustos 2015 Perşembe

teknolojinin yararları ve zararları kısaca özeti



Bu yazımızda teknolojinin bazı yarar ve zararlarına değineceğiz.Burada aktarılan hususlar teknolojiyi açıklamaya yetmeyecektir elbette ama teknolojinin bize ve doğaya etkilerinden bazı mühim noktaları işleyeceğiz.

Teknolojinin yararları;
– Alışveriş yapmak için mağazaları gezinmek yerine e-ticaret internet sitelerini kullanan insanlar mağaza,alışveriş merkezi vb. gibi yerlere gitmeden ticaret yapabilmektedir.
– İnternet sayesinde dünyanın diğer ucundaki bilgilere,gerçek kişilere ve görsel içeriklere ulaşabiliriz.
– Teknoloji sayesinde insanların yaşam standartları arttı. İnsanlar teknoloji sayesinde işlerini daha hızlı ve yorulmadan yapabiliyorlar,kamusal işlerini e-devlet gibi siteler aracılığıyla hallediyor veya seyahat edeceği yer hakkında hemen bilgi edinebiliyor.
– Teknoloji tıp alanını da ileri seviyeye taşımıştır. Tıpta ilerleyen teknoloji sayesinde insanların hastalıkları daha hızlı şekilde saptanıp tedavi edilebiliyor.(biyomedikal)
– Eğitim alanında teknolojinin gelişmesiyle birlikte öğretim internet üzerinden yapılmakta ve böylelikle eğitimde ciddi kolaylıklar sağlanmaktadır.
– Teknoloji sayesinde matbaa gelişmiştir böylece insanlar duygu ve düşüncelerini daha kolay ifade edebilmektedirler. Kitaplar, bilgisayar ortamına aktarılmış ve artık insanlar için ulaşılmaz bir şey olmaktan çıkmıştır.
– Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ulaşım ileri seviyelere çıkmıştır. Eskiden insanlar bir yerden bir yere günlerce yürüyerek ya da hayvanlarla giderken şimdi uçakla dünyanın diğer ucuna bir kaç saatte gidebiliyorlar.
– Teknoloji, verilere kolay erişebilmemizi sağlar ve insanlara zamanı etkin ve tasarruflu kullanmak gibi konularda yardımcı olmaktadır.

Teknolojinin zararları;

– Teknolojinin ilerlemesiyle daha fazla kağıt üretimi için ya da yerleşim yerleri açmak için  ormanlar yok ediliyor.
– Teknoloji silah sanayisi gibi alanlarda da kullanılmaktadır.Bu sanayi insanlık suçlarına,kitlesel ölümlere ve katliamlara neden olmaktadır.Örnek olarak Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombaları örnek olarak verebiliriz.
– Teknoloji sayesinde yapılan araçların egzoz dumanları temiz havayı her gün biraz daha kirletmektedir.
– İnternet teknolojilerini kullanan insanlar, hemen hemen her konu hakkında faydalı bilgilerin yanı sıra kaynaksız,mesnedsiz ve yöntemsiz bir çok bilgiye de rastlamaktadır.Bu nedenle teknoloji aracılığıyla edinilen bilgiler hakkında "ikinci el bilgi" veya "bilimsel değeri olmayan bilgi" gibi tanımlamalar yapılmaktadır. Bilgisayar uzmanları tarafından "Bilgi kirliliği" olarak da adlandırılmaktadır.
– Sanayileşme ile fabrikalar artmaktadır ve fabrikaların bacalarından çıkan dumanlar doğal çevremizi kirletmektedir.
– Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte makineleşme başlamıştır ve bu nedenle bir çok insan işsiz kalmıştır.
– Küresel ısınmanın giderek artmasının en büyük nedenlerin biri her gün ilerleyen teknolojidir.


12 Ağustos 2015 Çarşamba

bilgisayarla ilgili sözler



Tarihin en önemli anahtarı icat edildiği için çok memnunum.O sizin evinizin,arabanızın,botunuzun,kasanızın yada bisiklet kilidinizin anahtarı değil.O düzenin,selim bir aklın ve iç huzurun anahtarıdır.Anahtar 'Delete' tuşudur.

Elayne Boosler


Bence bilgisayar virüslerini tıpkı yaşamımız gibi düşünebiliriz.Ben bilgisayar virüslerinin, yarattığımız yaşamın aksine doğada karşılaştığımız yıkıcı unsurlarla ilgili birşeyler söylediğini düşünüyorum.Ve insanlık böylelikle nazarındaki yaşamı yarattı.


Stephen Hawking


Bilgisayarlar hayallerimizi gerçekleştirmek için görkemli bir araçtır ama hiçbir makine insan ruhunun,hissinin,sevgisinin ve kavrama yetisinin yerine geçemez.


Louis V. Gerstner


İnsanlık hala daha tüm zamanların en sıra dışı bilgisayarıdır.


John F. Kennedy


Bilgisayarlar artık sadece kendi içinde bir disiplin yada makine değildir.O artık bütünüyle yaşamımız hakkındadır.


Nicholas Negroponte


Bilgisayara ve internete erişmek çağımızın eğitimdeki en temel ihtiyacı halini almıştır.


Kent Conrad


Asıl tehlike bilgisayarların insanlar gibi düşünmeye başlaması değil,gelecekte insanlığın bilgisayarlar gibi düşünmeye başlayacak olmasıdır.


MenBeginDanger



İnsanlar bilgisayar bilimleri hakkında düşündüğünde cep koruyuculu,ince gözlüklü ve tüm gece kod yazan insanlar hayal ediyorlar.

Marissa Mayer

Programlamadan nefret ediyorum, fakat problemlere çözümler üretmeyi seviyorum.


Rasmus Lerdor

bilgisayar donanımları slayt indir

Dosya türü: .pdf
Boyut: 3,5 MB
Konu: Bilgisayar donanımları
Hazırlayan: Eğitsel Sunular 
Açıklama: Bilgisayar donanımı; bir bilgisayarı oluşturan fiziksel parçaların genel adıdır. Bu parçalar, kişisel bilgisayarlar, otomobiller, çamaşır makinesi ve benzeri elektrikli ev eşyaları veya çeşitli sanayi uygulamaları gibi birçok alanda kullanılır.

9 Ağustos 2015 Pazar

bilgi toplumu olmanın önemi nedir?

Özet
Günlük yaşantımızda “bilgi çağı”, “bilgi toplumu”, “bilgi teknolojisi”, “bilgi alt yapısı”, “bilgi otoyolu” gibi terimler sık sık kullanılmaktadır. Bunun temel nedeni günümüzde bilginin ekonomik kalkınma ve toplumların gelişmesi açısından taşıdığı önemin giderek artmasıdır. Bu yazıda “bilgi toplumu” ve bilgi toplumunun temelini oluşturan “bilgi teknolojisi” kavramları incelenmekte ve ülkemizde ulusal bilgi alt yapısı kurulması için bilgi teknolojisine yapılması gereken yatırım miktarı ile ilgili bazı rakamlar verilmektedir. Toplumda bilgi üretim ve dağıtım kurumları olarak temel görev üstlenen üniversitelerin bilgi toplumundaki rolüne değinilmekte, bilgi toplumu ve "ağlaşmış" (networked) toplum ile ilgili bazı görüşler kısaca özetlenmektedir.


Bilgi Toplumu
Günümüzde “sanayi ötesi toplum”, “post modernizm”, “sibernetik kapitalizm”, “kontrol devrimi” gibi terimler çoğu zaman “bilgi toplumu” terimi ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Öte yandan “bilgi toplumu” terimini herkes farklı tanımlamaktadır. Bazen bilginin işlenmesinde, depolanmasında ve dağıtımında son yüzyılda meydana gelen teknolojik gelişmeler ön plana çıkarılarak bilgisayar ve iletişim teknolojisi (bilgi teknolojisi) ağırlıklı bir bilgi toplumu tanımı yapılmakta, bazen de bir ülkedeki Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) kaçta kaçının bilgi sektöründen geldiğine ya da bilgi ile ilgili işlerde çalışan insan gücünün toplam iş gücüne oranına bakılarak ekonomik ya da mesleki ağırlıklı tanımlar yapılmaktadır. Bazı kimseler ağların “zamanı ve mekânı sıkıştırmak” suretiyle hızlı veri iletişimine olanak sağladığına dikkat çekerek bilgi toplumu terimini mekânsal (spatial) açıdan tanımlamakta, bazıları da eskiye oranla giderek artan toplumsal dolaşımdaki bilgi miktarını göz önünde bulundurarak kültürel ağırlıklı tanımlara yönelmektedirler (Webster, 1996).
Kuşkusuz bu tanımların her birisi için çeşitli eleştiriler getirmek mümkündür. Örneğin, bilgi toplumunu ileri sanayi toplumundan ayıran çizgi nasıl belirlenmektedir? Bilgi toplumu olabilmek için GSMH'nin kaçta kaçının bilgi sektörü tarafından yaratılmış olması gerekmektedir? Bilgi sektörü sınıflamasına hangi kuruluşlar girmektedir? “Bilgi işçisi” (knowledge worker) nasıl tanımlanmaktadır? Bilgi toplumuna geçmiş sayılmak için çalışan nüfusun kaçta kaçının bilgi işçisi olarak istihdam edilmesi gerekmektedir? Bilgi ağları aracılığıyla taşınan bilgi miktarının artması bilgi toplumu olmanın tek göstergesi olarak alınabilir mi? (Webster, 1996).
Bu ve benzeri soruları uzatmak mümkündür. Ancak, bu aşamada teknoloji ağırlıklı bilgi toplumu tanımlarının daha fazla kabul gördüğünü söylemek kanımızca pek de yanlış değildir. Örneğin, Ulaştırma Bakanlığı ve Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından gerçekleştirilen Türkiye Ulusal Enformasyon Ana Planı (TUENA) çalışmaları sırasında hazırlanan bir raporda ("Kurumsal Yapılanma", 1999: 4) bilgi teknolojisinin bilgi toplumu açısından taşıdığı önem şu sözlerle vurgulanmaktadır:

…Elektrik ve enformatik gibi "jenerik" (doğurgan) teknolojiler…geleceğin dünyasında ülkelerin uluslararası güç sisteminin neresinde yer alacağıyla, kimi zaman da ayakta kalıp kalamayacağıyla yakından ilgilidir….Gelecekte oluşacak "bilgi toplumları"…sürdürülebilir sosyo-ekonomik gelişme hedeflerine bilgiyi ve enformatik teknolojileri yoğun olarak kullanarak ulaşabilen toplumlar olacaktır.
Yukarıdaki satırlardan da anlaşılacağı gibi, bilgi teknolojisi bilgi toplumunun en belirleyici göstergelerinden birisidir. Aşağıda bilgi teknolojisiyle ilgili bazı gelişmeler kısaca özetlenmektedir.

Bilgi Teknolojisi
William McKeefery bir teknolojinin etkisinin söz konusu teknolojinin belirli bir iti yapmak için gereken insan yeteneklerini kaç kat artırdığıyla ölçülebileceğini öne sürmektedir (Chachra, 1992). Örneğin, otomobil insanın yürüme yeteneklerini yaklaşık 15-20 kat artırmıştır. Pulluk ise tarımda o zamana dek bilinen tekniklerin on katı kadar bir ilerleme sağlamıştır. Aynı şekilde kimyevi gübre de on kat bir artış sağlamıştır. Pullukla gübrenin birlikte kullanılması tarım devrimine yol açmıştır. Buharlı makinanın bulunuşu ise insan yeteneklerini bin kat artırmış ve sanayi devrimini getirmiştir. İnsanlık tarihinde çok az sayıda teknolojik buluş insan yeteneklerini milyon kat artırmıştır. Bunlardan birisi de bilgi teknolojisidir. Bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilmesinde ve kullanıcıların hizmetine sunulmasında yararlanılan ve iletitim ve bilgisayar teknolojilerini de kapsayan bütün teknolojiler “bilgi teknolojisi” olarak adlandırılabilir. İletişim teknolojisi mesajların bir yerden bir yere daha önce bilinen tekniklerden milyon kat daha hızlı iletilmesine olanak sağlamakta, bilgisayar teknolojisi ise hesaplama ve bilgi işleme yeteneklerimizi milyonlarca kere artırmaktadır. Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin birleşmesiyle (bilgi teknolojisi) insan yetenekleri ilk kez milyon kere milyon kat artmaktadır. Chachra (1992), insan yeteneklerinde yüz katlık artış tarım toplumuna, bin katlık artış sanayi toplumuna giden yolu açtıysa, trilyon katlık artışın ne getireceğini tahmin etmenin güç olduğunu söylemekte ve bu büyüklükteki bir artışın ancak kütüphanelerin, bilgisayarların ve iletişim ağlarının sahip oldukları yeteneklerin birleşmesiyle gerçekleşebileceğini vurgulamaktadır. Bir başka deyişle, bilgi toplumuna giden yolun başlangıcı muhtemelen "içerik" (bilgi) ile "teknoloji"nin (bilgi teknolojisi) bütünleşmesinde aranmalıdır.
Webster (1996: 78) makineleşme sanayi toplumu için ne kadar önemliyse bilgisayar teknolojisinin de bilgi toplumu için o kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Tarım ve sanayi toplumlarında mal ve hizmetlerin bir yerden bir yere hızla aktarılması için nasıl gelişmiş kara, hava ve deniz yollarına ihtiyaç varsa, bilgi toplumunda da bilimsel ve teknolojik bilgiler başta olmak üzere her tür bilginin kuruluşlar arasında hızla aktarılması için “bilgi otoyolları”na ihtiyaç vardır.
Bilgi akıt hızının artması ve bunun sonucu olarak karar verme sürecinin kısaltılması “bilgi toplumu”nda yaşamanın da bir ön koşulu haline gelmiştir. Bilginin akış hızının artışı niçin bu kadar önemlidir diye sorulabilir. Bilindiği gibi, mal ve hizmetleri değişmeye yarayan “para” ne kadar hızlı el değiştirirse, ekonomik gelişme de ona paralel olarak artmaktadır. Ayny şekilde bilginin hızlı akışı, gereksinim duyulan bilgilerin isteyenlere anında ulaştırılması yeni fikirlerin, yeni buluşların daha hızlı yapılmasına ve yayılmasına olanak sağlamaktadır. Bu da "bilim-teknoloji-üretim" çevrimini hızlandırmaktadır. Yani bilgi teknolojisi ekonomik gelişmenin dinamosu görevini görmektedir.
Ekonomik modernleşme ile bilgi teknolojisi olanakları arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yararlı bilgilere en kısa zamanda erişmek ulusal ve uluslararası pazarlarda “rekabet edebilirliğin” önemli bir koşulu haline gelmiştir. Bilgi sektörünün ekonomide oynadığı rol 19. yüzyılda elektriğin yarattığı etkiyle karşılaştırılmakta ve "[y]aşanan değişim buhar gücünden elektrik enerjisine geçiş kadar önemli bulunmaktadır" (“Kurumsal Yapılanma”, 1999: 4) Elektrik ağı nasıl evleri, okulları, fabrikaları enerji sağlamak için birbirine bağlıyorsa, bilgi ağları da bilgi sağlamak için söz konusu birimlerdeki insanları birbirine bağlamaktadır. Bu bakımdan metin, ses, resim, görüntü vb. gibi bilgilerin bir yerden bir yere aktarılmasına olanak veren "bütünleşik hizmetler veri ağı" ISDN (Integrated Services Data Network), bilgi toplumunun temel ögesi olarak kabul edilmektedir (Webster, 1996: 77).
Günümüzde bilginin önemi giderek artmaktadır. Buna bağlı olarak yeni bir sektör (bilgi sektörü) ortaya çıkmıştır. Gelişmiş ekonomilerde bilgi sektörü en büyük sektör haline gelmiştir. Bu değişimi vurgulamak için "bilgiye dayalı ekonomi" (information-based economy) terimi kullanılmaktadır. Bilgiyi toplamak, işlemek, düzenlemek, depolamak, bir yerden bir yere aktarmak ve bu bilgiye erişmek için kullanılan bilgi teknolojisi ekonomik yapıda bir dönüşüm yaratmıştır. Bilgi teknolojisi alanında baş döndürücü gelişmeler yaşanmaktadır. Günümüzde 30 ciltlik Encyclopædia Britannica'yı bir saniyeden çok daha kısa bir sürede elektronik olarak bir yerden bir yere aktarmak mümkündür.Dahası, iletişim devi Nortel şirketi tarafından geliştirilen, bir yıl içinde piyasaya sürülmesi planlanan ve fiber optik ağlarda kullanılacak 160 kanallı yeni bir ürün ile tek bir optik elyaf üzerinden saniyede 1.6 trilyon bit’lik bilgi aktarılabilecektir. Bir başka deyişle, Nortel'in geliştirdiği sistem Amerikan Kongre Kütüphanesinin (The Library of Congress) tüm içeriğini elektronik olarak 14 saniyede bir yerden bir yere aktarmak için yeterli kapasiteye sahip olacaktır (Schiesel, 1999). Kuşkusuz bu ve benzeri hızlı gelişmelere paralel olarak bilgi teknolojisine yapılan yatırımlar da artmaktadır. Çünkü bilgi teknolojisi
…ekonomik ve toplumsal etkileri sebebi ile neredeyse bütün dünyada kritik bir yatırım alanı olarak görülmekte ve yaygın olarak kullanılması devletler tarafından teşvik edilmektedir… [Bilgi teknolojisi] 1996 yılında dünya çapında 1 trilyon 102 milyar ECU'luk bir pazar yaratmıştır. Bu rakam bir önceki yıla göre %9,5'luk bir büyüme ifade etmektedir. Yapılan kestirimler bu büyüme hızının önümüzdeki yıllarda da yaklaşık aynı oranda süreceğini bildirmektedir (“Ulusal Katkı”, 1999: 8).
ABD'de de bilgi teknolojisi ürünlerine yapılan harcamalar ana harcamaların %50’sinden fazlasını oluşturmaktadır. Bu ülkede 1990 yılında GSMH’nin %3’ü, 1995’te ise %5’i bilgi teknolojisine ayrılmıştır. Son dört yılda Amerikan ekonomisindeki büyümenin üçte biri bilgi teknolojisinden kaynaklanmaktadır. Bilgi teknolojisine son on yılda sadece ABD'de 3 trilyon dolardan fazla harcama yapıldığı tahmin edilmektedir (Davenport, 1997: 6).

Bilgi Teknolojisi ve Türkiye
Ülkemizde de son yıllarda bilgi teknolojisi konusuna önem verilmektedir. Dünya Bankası'nın 1993 yılında ülkemiz için hazırladığı bir çalışmada bilgi teknolojisi (enformatik) alanında yapılacak iyi düşünülmüş yatırımların verimliliği ve uluslararası düzeyde rekabet edebilme şansımızı artıracağı vurgulanmaktadır ("Turkey", 1993; Erkan, 1993). Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) kalkınma ve icra planlarında ve TÜBİTAK'ın uzun vadeli araştırma politikaları ile ilgili belgelerinde bu konulardan söz edilmektedir. Yukarıda değinilen Türkiye Ulusal Enformasyon Ana Planı (TUENA) çalışmaları sırasında, Türkiye'de 2010 yılında isteyen herkesin ulusal bilgi alt yapısına erişebilmesinin toplam maliyeti 35 milyar dolar olarak hesaplanmıştır ("Altyapı", 1998: 134). Bu miktarın 14 milyar dolarının alt yapı için, 21 milyar dolarının da bilgisayar, web TV gibi uç birimler için harcanması öngörülmektedir ("Bilgi Toplumunda Türkiye", 1998). Ancak ulusal bilgi alt yapısı kurulması için gerekli parasal kaynaklar üzerinde henüz herhangi bir çalışma bildiğimiz kadarıyla yapılmamıştır. Sözü edilen 35 milyar dolarlık yatırımın hangi kaynaklardan ve nasıl bir harcama planı çerçevesinde gerçekleştirileceği açık değildir. Birkaç yıl önce konferans vermek üzere ülkemizi ziyaret eden Massachusetts Teknoloji Enstitüsündeki (MIT) Media Lab'in kurucusu, Being Digital (Vintage Books, 1995) adlı kitabın yazarı ve medya teknolojisi profesörü Nicholas Negroponte, kendisiyle yapılan bir görüşmede Türk Telekomünikasyon (TT) A.Ş.'nin özelleştirilmesinden elde edilecek gelirin bir kısmının ulusal bilgi alt yapısının kurulmasına ayrılmasını önermişti. Negroponte'nin önerisi ilgili çevrelerde tartışılmadığı gibi, TT'nin özelleştirilmesinde de henüz bir mesafe katedilememiştir.
TUENA'nın ulusal bilgi alt yapısı çerçevesinde yaptığı maliyetle ilgili çalışmalar olmasına karşın, Devlet, ekonomik kalkınma ve toplumsal gelişmede "bilgi"nin önemini kanımızca henüz yeterince algılayamamıştır. Bunun son örneğini 14 Ağustos 1999 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ve "2001 -2005 yıllarını kapsayacak VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı" çalışmaları için oluşturulan özel ihtisas komisyonlarının yapısında görmekteyiz. Üretim, eğitim, sağlık, araştırma, hükümet etme gibi hemen hemen bütün alanların temel girdisi "bilgi" olmasına ve bilgi hizmetleri ile bilgi teknolojisi bu alanları "enlemesine" kesmesine karşın, bilgi teknolojisi ve bilgi hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak 8. Beş Yıllık Kalkınma Planının merkezine oturtulamamıştır. Bir başka deyişle, her sektör için bilgi teknolojisinin rolü ayrı ayrı ele alınacak gibi görünmektedir. Örneğin, "bilişim teknolojileri ve hizmetlerinin Türkiye'nin gelişme ve tanıtım stratejilerinde kullanımı" bir ihtisas komisyonu çerçevesinde ele alınırken, okul öncesi eğitim, ilk, orta ve yüksek öğretim de dahil genelde eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımıyla ilgili bir özel ihtisas komisyonu bulunmamaktadır. "Bilgi ekonomisi" konulu bir özel ihtisas komisyonu olmasına karşın, yukarıda söz ettiğimiz ve ana plan çalışması bitirilmiş olan ulusal bilgi alt yapısını kurmaya yönelik herhangi bir özel ihtisas komisyonu göze çarpmamaktadır.

Bilgi Toplumunda Üniversitelerin Rolü ve Bilgi Hizmetleri
Bilgi toplumunda en önemli görev üstlenen kurumlardan birisi, belki de birincisi üniversitelerdir. Çünkü üniversiteler bilgi ekonomisinin "hammadde"si olan bilginin üretiminden ve dağıtımından sorumlu temel kurumlardır. Bilgi teknolojisi diğer bütün kurumları olduğu gibi üniversiteleri de kökten bir biçimde etkilemektedir. Daha birkaç yıl öncesine kadar üniversitelerimizdeki çoğu öğrenci ve öğretim üyesinin yabancısı olduğu internet teknolojisinin günümüz eğitim ve araştırma dünyasındaki yerini ve önemini düşünecek olursak, bilgi teknolojisinin üniversiteler üzerindeki etkisi daha kolay anlaşılabilir.
Tsichritzis (1999) "Üniversitenin Yeniden Yapılanması" adlı makalesinde Wilhelm von Humboldt tarafından geliştirilen ve geleneksel öğretim (lehre) ile akademik araştırma (forschung) bileşenlerinden oluşan üniversite modelinin hala geçerli olduğunu, ancak üniversitelerin kökten bir şekilde yeniden yapılanma zamanının geldiğini söylemektedir. Tsichritzis'in üniversitelerin yeniden yapılanmasıyla ilgili görüşleri aşağıda kısaca özetlenmektedir:
Bilgi teknolojisi üniversitenin özünü, yani bilgi yaratma ve yayma sürecini etkilemektedir. Üniversitelerin temel işlevi olan bilgi üretiminde (araştırma), bilginin paketlenmesinde (dersler) ve dağıtımında (yayın) bilgi teknolojisi devrim olarak adlandırılabilecek değişimlere yol açmıştır. Ancak, kamu kuruluşlarından, medyadan ve siyasi gruplardan değişim için gelen baskılara karşın, üniversiteler bilgi teknolojisindeki hızlı gelişmelerle gelen değişim rüzgarını henüz yakalayamamıştır. Oysaki üniversitelerin içinde bulundukları finansal ve yapısal krizle başa çıkabilmeleri için yeniden yapılanmaları zorunludur.
Üniversitelerin yüksek kaliteli ve etkin bir hizmet verememelerinin temel nedeni eğitimi bir "iş" (business), öğrencileri de müşteriler olarak görmemeleridir. Oysaki üniversitelerin var olma nedeni öğrencilere müşteri olarak hizmet vermektir. Bu nedenle üniversiteler öğrencilerin istedikleri kombinezonlarda (müzik-fizik, eski-yeni, derin-sığ, güncel gelişmeler-tarihçe vs) içerik sunabilmelidir. Öğretim üyeleri dersler ve seminerler aracılığıyla her gün yeni bilgiler (içerik) üretmektedirler. Ama bu içerik (öğretim üyelerinin canlı performansları) genellikle kaydedilmemekte, dolayısıyla daha sonra söz konusu bilgilere erişilememektedir. Üniversiteler ürettikleri içeriği kaydetseler, bunu ağlar aracılığıyla birbirlerine ya da diğer kuruluşlara kolayca aktarabilirler.
Üniversiteler içerik sağlayıcı olarak üç işlev yerine getirmektedir: İçerik üretimi, programlama (dersleri paketleme) ve dağıtım (öğrencilere sunma). Ancak bu işlevler, tıpkı televizyon istasyonlarının yaptığı gibi, birbirinden ayrılabilir. Üniversiteler bütün dersleri kendileri üretmek yerine, bu dersleri rekabetçi bir ortamda diğer üniversitelerden ya da üretim şirketlerinden alabilirler. Bu, sadece kitap ve CD-ROM gibi materyalleri değil, başka yerlerde çalışan profesör ya da bilim insanlarından ağlar aracılığıyla edinilen canlı performansları ve tartışmaları da içermektedir. Böylece sadece üniversiteler arasında değil, üniversitelerdeki profesörler arasında da global rekabet gelişecektir. Profesörler ürettikleri bilgileri (araştırma-eğitim) bir başka üniversitede de kolayca ve masrafsızca kullanabilirler. Bu bilgileri ağlar aracılığıyla diğer üniversitelerin öğrencileriyle paylaşabilirler. Öte yandan üniversiteler de maaş ödemek zorunda kalmaksızın uzmanlardan ve seçkin bilim insanlarından içerik satın alabilirler. Üretilen içerik kişisel ya da grup olarak çeşitli kalite ve maliyetlerde paketlenebilir (kaset, video, vs.). Paketleme ağlar tarafından da yapılabilir. Dağıtım görevi yerel işletmecilere verilebilir.
Üniversiteler bilginin hem üretimi hem paketlenmesi hem de dağıtımıyla başa çıkamamaktadır. Sistemde çok fazla ikileme vardır. Sistem etkin değildir. En iyi profesörler en seçkin üniversitelerde kümelenmiş durumdadırlar. Oysaki bilgi teknolojisi sayesinde en iyi profesörler, yerinden bile kıpırdamaksızın hizmetlerini global rekabeti sürdürebilen güçlü kurumlara teknolojik olanaklar (video,konferans vb. gibi) aracılığıyla gönderebilmektedirler.
Öyle görünüyor ki, bilginin üretimi, paketlenmesi ve dağıtımında meydana gelen söz konusu değişimlere ayak uyduramayan ve yeniden yapılanma yoluna gitmeyen üniversiteler bilgi toplumunda arzu ettikleri yeri alamayacaklar ve belki de saf dışı kalacaklardır. Coğrafi sınırların öneminin kalmaması nedeniyle üniversiteler bölgesel tekellerini kaybetmekte, "müşteriler" istedikleri eğitimi dünyanın neresinde olursa olsun internet teknolojisi aracılığıyla şimdiden alabilmektedirler.
Ülkemizdeki üniversitelere kısaca bir göz atmak gerekirse; durumumuzun çok parlak olduğunu söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Üniversitelerimizin çoğu özgün bilgi üretimi için gerekli olan bütçe olanaklarına, fiziksel kaynaklara ve bilgi teknolojisine sahip değildir. Üniversitelerin bir bütün olarak Devlet bütçesinden aldıkları paylar giderek azalmaktadır. "Türkiye Cumhuriyeti'nin konsolide bütçe başlangıç ödenekleri 1983-1994 arasındaki dönemde yaklaşık iki katına çıkarken, üniversitelerin toplam olarak aldıkları ödenekteki artış aynı dönemde yalnızca %57 olmuştur" (Şenesen, 1997: 43).
Üniversitelerimizde bilgi kaynakları ve bilgi hizmetleri için ayrılan bütçeler de son derecede yetersizdir. Katma Bütçeli İdareler 1999 Mali Yılı Bütçe Kanununa (1999) tabi kamu üniversitelerinin toplam bütçesi 1999 yılında yaklaşık 659 trilyon lira olarak gerçekle?mi?tir. Bu bütçeden üniversite kütüphaneleri için ayrylan miktar ise 4,7 trilyon lira civarındadır. Bir başka deyişle, üniversiteler 1999 yılında toplam bütçelerinin ortalama %0,7'sini kütüphanelere ayırmışlardır. (Gelitmit ülkelerin üniversitelerinde bu oran %3 civarındadır.) Son derecede düşük olan bu bütçe rakamları kamu üniversitelerimizin kütüphane dermelerinde (koleksiyon) ve üniversitelerimizde verilen bilgi hizmetlerinde olumsuz etkisini göstermektedir. 1995 rakamlarıyla üniversite kütüphanelerimizde yaklaşık beş milyon kitap bulunmaktadır. Üniversite kütüphanelerimizin abone olabildikleri toplam süreli yayın sayısı ise 18.000 civarındadır ("Bilim Teknoloji ve Üniversiteler", 1996: 118). Tüm kamu üniversitelerimizin kütüphanelerinde bulunan bilgi kaynağı sayısı yurt dışındaki ortalama bir üniversite kütüphanesininkinden daha azdır.
Üniversitenin toplam bütçesinden kütüphane hizmetlerine ayrılan pay ile ilgili örneği İstanbul Üniversitesinden verelim. İstanbul Üniversitesi bugün 60 binden fazla öğrencisi ve 2000'e yakın öğretim üyesiyle ülkemizin en eski ve en büyük üniversitesidir. Bildiğimiz kadarıyla İstanbul Üniversitesinin bütün kampüslerinde henüz arzu edilen düzeyde bir internet alt yapısı kurulabilmiş değildir. Üniversiteye Devlet tarafından verilen toplam bütçeden bilgi kaynakları satın almak için ayrılan pay sadece %0,4'tür. Üniversite bütçesi son iki yıl içinde %225 oranında artarken, kütüphanelere ayrılan bütçe sadece %85 artmıştır. Üniversitenin 1999 yılı kütüphane bütçesi 225 milyar liradır (yaklaşık 500 bin dolar). (Harvard Üniversitesi kütüphanelerinin yıllık bütçesi 60 milyon dolardır.) İstanbul Üniversitesinde 1999 yılında öğrenci başına yapılan kütüphane harcaması ise dört milyon liranın altındadır.

Sonuç
Yüzyıllar öncesinde Bacon'ın dediği gibi "bilgi güçtür". Aslında buna "bilgi potansiyel bir güçtür" demek daha doğru olacaktır. Çünkü edilgen (pasif) bilgi, salt bilgi kaynakları üzerinde var olan bilgi güç değildir. Bilgi ancak bu bilgiye ihtiyacı olan kişilere sunulduğu, o kişilerin işlerini görmelerinde, karar almalarında kullanıldığı zaman bir güç haline gelir. Bu bakımdan bilgi bir başka potansiyel güce, insan gücüne benzetilebilir. Nasıl ki, edilgen bilgiyi "güç" olarak nitelendirmek mümkün değilse, edilgen, doğru yöne yönlendirilmemiş insan gücünü de "güç" olarak nitelendiremeyiz.
Tarım ve sanayi toplumlarında insan gücünü harekete geçiren ve bu gücü daha verimli kullanan insanoğlu, bilgi toplumunda da bilginin gücünü harekete geçirmek ve bu kaynaktan en verimli bir biçimde yararlanmak zorundadır. Dikkat edilecek olursa, tarım ve sanayi toplumlarında kimin "güçlü" olduğu, insan gücü kaynağını kimin en verimli biçimde kullandığıyla yakından ilgilidir. Benzer bir biçimde, bilgi toplumunda da güç, bilgiye sahip olanların elinde olacaktır denilebilir. Gerekli bilgileri mümkün olan en kısa sürede üreten, bu bilgileri "bilim-teknoloji-üretim" çevrimini daha hızlı döndürmek için kullanan toplumlar bilgi çağında "güçlü" olacaklardır. Bilgi toplumunda bilginin toplanmasında, işlenmesinde, düzenlenmesinde, kullanıma sunulmasında, paylaşılmasında, kısacası bilginin yönetiminde uzmanlık gerekmektedir. Bu tür bir uzmanlık mevcut bilgilerden yararlanılarak yeni bilgiler üretilmesini, yeni teknolojiler geliştirilmesini ve böylece bilgi toplumunda ekonomik gelişmenin sürdürülmesini kolaylaştıracaktır.
"Gelecek bilimci" (fütürolog) Alvin Toffler (1992: 191) bilgiyi düzenleme biçimimizin çoğu zaman insanları düzenleme biçimimizi saptadığını, bunun tersinin de geçerli olduğunu söylemektedir. Bir başka deyişle, bilginin işlenmesi, kullanımı, yönetimi, paylaşımı ve denetimi bize o toplum hakkında bazı ip uçları vermektedir. Toplum yönetiminde olduğu gibi bilgi yönetiminde de “monarşi”, “federalizm”, “feodalizm” ve “anarşi” terimleri kullanılmaktadır (Davenport, 1997). Bu kavramlar bilgi toplumu için de büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan söz konusu kavramlarla ilgili derinlemesine araştırmalara ihtiyaç vardır.
Çağımızın saygın yönetim "guru"larından Tom Peters bilgi yönetiminde başarının %5 teknolojiye, %95 ise psikolojiye bağlı olduğunu söyleyerek bir bakıma bilgi toplumunda insan ögesinin önemini vurgulamaktadır (Davenport, 1997: 175). Çünkü bilgi toplumundaki sorunların %80'inin teknoloji kaynaklı değil insan kaynaklı olduğu saptanmıştır. Nasıl ki üzerine "para" saçarak mevcut sorunlarımızı çözemiyorsak, aynı sorunlar üzerine "teknoloji" saçarak da bu sorunların üstesinden gelemeyiz. "Bilgi toplumu eşittir teknolojiye yatırım" yaklaşımı ne yazık ki sorunlarımızı çözmek için her ortamda uygulayabileceğimiz bir formül değildir. Bilgi çevreleri (environments) tasarlanırken kullanılan araçların çoğu mühendislik ve mimarlıktan gelmektedir. Bir bina ya da güç kaynağı tasarlarken geçerli olabilecek varsayımlara güvenilerek bilgi çevreleri tasarlanmakta, ancak bu varsayımlar bilgi toplumu örgütleri için nadiren geçerli olabilmektedir (Davenport, 1997: 8). Bu bakımdan bilgi çevreleri tasarlanırken "insan" ögesini öne çıkaran "sosyo-teknik" yaklaşım benimsenmelidir.
Bu bağlamda kimya dalında Nobel ödülü sahibi İlya Prigogine'in 1999 yılında Roma Kulübü (The Club of Rome) tarafından düzenlenen bir konferansta "ağlaşmış" (networked) toplum üzerine yaptığı bir konuşmaya da kısaca değinmekte yarar vardır (Kessler, 1999). Prigogine bu konuşmasında teknolojik gelişmelerin yol açtığı toplumsal ayrışmalardan (bifurcations) örnekler vererek, neolitik dönemdeki ayrışmanın tarım ve madenciliğin keşfiyle gelen artan enerji akışıyla bağlantılı olduğunu ve bunun da karmaşık hiyerarşik topluma giden yolu açtığını; sanayileşme dönemindeki ayrışmanın da kömür ve petrolden elde edilen enerji ile bağlantılı olduğunu savunmaktadır. Teknolojik devrimlerin toplumsal sınıflar arasındaki ve aile içindeki eşitsizliği azaltıcı yönüne işaret eden Prigogine, endüstriyel devletlerle gelişmekte olan ülkeler, okuma yazma bilenlerle bilmeyenler arasındaki derin uçuruma dikkat çekmektedir. Toplumların ayrışma geçirmesinden hem yarar hem de zarar görenler olduğunu belirten Prigogine, neolitik uygarlıkta sanatın geliştiğini ama son yüzyıla dek devam eden köleliğin de bu dönemde ortaya çıktığını, benzer bir biçimde sanayi uygarlığının da proleteryanın gelişmesine ve zenginliğin artmasına yol açtığını vurgulamaktadır.
Bilgi teknolojisinin "ağlaşmış" (networked) topluma giden yolu açtığını belirten Prigogine, halihazırda insanlığın bilgi teknolojisinden dolayı bir "ayrışma" süreci geçirdiğine inandığını söylemektedir. Prigogine, ayrışmanın büyük ölçekli olması nedeniyle daha büyük çalkalanmalar ve kararsızlıklar beklenebileceğine dikkat çekmekte, ağlaşmış toplumun insanlığın birleşmesine yol açıp açmayacağının henüz kesin olmadığını vurgulamaktadır.
Prigogine hayvanlar dünyasından bir örnek vererek küçük karınca ve böcek topluluklarında bireyin önemli olduğunu, ancak topluluk büyüdükçe bireyin öneminin azaldığını, bunun yerine bireyler arasındaki etkileşimin daha önemli hale geldiğini söylemektedir. Prigogine bu nedenle çok büyük ve bütünleşik karınca ve böcek topluluklarında bireylerin kör olduğunu not etmektedir.
Toplum bilimciler Prigogine'in büyük ve örgütlü karınca topluluklarındaki bireyler üzerinde yaptığı gözlemlerin gelişmiş bilgi toplumlarının ya da "ağlaşmış" toplumların bireyleri için de geçerli olma olasılığı üzerinde herhalde önemle duracaklardır.

Yaşar Tonta - Hacettepe Üniversitesi
Kaynakça
"Bilgi toplumunda Türkiye: Stratejik ülke. (1998). [Basın bildirisi]. [Çevrimiçi]. Elektronik adres: http://www.tuena.tubitak.gov.tr/basin/basin-5-haziran.pdf. [27.09.1999].
Bilim teknoloji ve üniversiteler. (1996). Ankara: Yükseköğretim Kurulu.
Bozkurt, Veysel. (1996). Enformasyon toplumu ve Türkiye: İşin örgütlenmesinde ve işgücünde yapısal değişmeler. İstanbul: Sistem Yayıncılık.
Chachra, Vinod. (1992). "A perspective on linking multimedia digital libraries." Information Technology and Libraries 11(1): 41-42.
Çoban, Hasan. (1997). Bilgi toplumuna planlı geçiş. İstanbul: İnkılâp.
Davenport, Thomas H. (1997). Information ecology: mastering the information and knowledge environment. New York: Oxford University Press.
Erkan, Hüsnü. (1993). Bilgi toplumu ve ekonomik gelitme. Ankara: Türkiye İş Bankası.
Katma Bütçeli İdareler 1999 Mali Yılı Bütçe Kanunu. (1999 Temmuz 7). Resmî Gazete, Kanun no. 4395, Tarih: 29.6.1999.
Kessler, Jack. (1999 March 15). "FYI France: Nobelist I. Prigogine, 'Networked society'". [FYI France adlı elektronik dergiye gönderilen eposta mesajı].
Schiesel, Seth. (1999 May 4). “Nortel plans new product to bolster optical networks,” The New York Times [Çevrimiçi] Elektronik adres:http://www.nytimes.com/library/tech/99/05/biztech/articles/04nortel.html [20.10.1999]
Şenesen, Ümit. (1997). "Bütçe ödenekleri ve üniversiteler," Bilim, bilim politikası ve üniversiteler içinde (31-44). Yay. Hazl: Emine Akalın ve diğerleri. Ankara: Bağlam.
T.C Ulaştırma Bakanlığı. Türkiye Ulusal Enformasyon Altyapısı (TUENA). (1998 Mayıs). Altyapı planlaması (Alt iş paketi raporu). [Çevrimiçi]. (1998). Elektronik adres:http://www.tuena.tubitak.gov.tr/rapor/pdf/3000-G-T-A-01-1.pdf , http://www.tuena.tubitak.gov.tr/rapor/pdf/3000-G-T-A-01-2.pdf,http://www.tuena.tubitak.gov.tr/rapor/pdf/sonuç_özet_tpl.pdf . [12.08.1999].
-------. (1999 Temmuz). Kurumsal yapılanma (alt iş paketi). Temmuz 1999. Elektronik adres: http://www.tuena.tubitak.gov.tr/pdf/5000-g-t-a-031.pdf [27.09.1999].
-------. (1999 Temmuz). Ulusal katkı payı ve araçlar (alt it paketi). [Çevrimiçi]. Elektronik adres: http://www.tuena.tubitak.gov.tr/pdf/bt2010tpl981121.pdf[27.09.1999].
Toffler, Alvin. (1992). Yeni güçler yeni toklar. İstanbul: Altın.
Tsichritzis, Dennis. (1999 June). "Reengineering the university." Communications of the ACM, 42(6): 93-100.
Turkey: Informatics and economic modernization. (1993). Washington, D.C.: The World Bank.
Webster, Frank. (1996). "The information society: conceptions and critique," in: Encyclopedia of Library and Information Science, Vol. 58, Supp. 21. (74-112). Ed. Allen Kent. New York: Marcel Dekker.

8 Ağustos 2015 Cumartesi

iyi bir programcı nasıl olunur?



Ödüllü bir yazılımcıdan, kaliteli yazılımcı yada diğer bir yaygın kullanım ile programcı olmanın reçetesi..

Onur Kazgan,ortaokuldan bu yana kendini yazılıma adamış bir insan. Onun ustalığı uluslar arası bir yarışmada alığı birincilik ödülüyle tescil edilmiş durumda.

2002 yılında Amerika’da yapılan PocketPC Zirvesinde Yahoo Messenger, AOL Instant Messenger, MSN Messenger Force gibi güçlü rakiplerini arkasında bırakarak PocketCHAT adlı IRC client uygulamasıyla ödül aldı. Bununla ilgili detaylı bilgi için http://www.sspocketchat.com/about.aspx adresine bakabilirsiniz. Onur’la “iyi bir yazılımcı nasıl olunur?” başlıklı bir röportaj yaptık.

Aşağıdaki metni okurken gerçek bir başarı hikayesi ve bu hikayenin sahibinin görüşlerini öğrenmiş olacaksınız.

Onur’un özellikle üzerinde durduğu şey, işinizi iyi yapmaya odaklanmanız ve çok çok basit de olsa bir yerlerden başlayarak işin içine girmeniz. “KODLAYIN, KODLAYIN, KODLAYIN”

Sevgili Onur aynı zamanda bir işveren. Kendi yazılımevini kurdu ve başarı grafiğini yükselterek ilerlemeye devam ediyor. Onur’a bir profesyonel olarak değil de kendi işinin sahibi olarak sektörde yer almak isteyenler için de görüşlerini sordum. O da tüm samimiyetiyle deneyimlerini bizimle paylaştı.
Teşekkürler Onur, başarılarının artarak devam etmesi dileklerimle. Röportajı yapan,tertip eden ve ekleyen Kadir Çamoğlu'dur.

KÇ: İlk yazılımla tanışman nasıl oldu?
OK: 1992 senesinde büyük çabalarla aldırmayı başardığım Commodere 64’ümle, Basic dilinde
dergilerden bulduğum kodları denemeye başladığım sıralarda tanıştım. O senelerde yazılım için program kelimesini kullanıyorduk tabii ki. İlerleyen senelerde ise DOS Basic ve Visual Basic 4.0 ile devam eden bir süreçte yazılımla amatör olarak ilgilenmeye devam ettim. Şimdi ise ekip arkadaşlarım ile birincil olarak .NET C# ile yolumuza devam ediyoruz.

 KÇ: Yazılımı bir meslek olarak baştan seçmiş miydin? Yoksa bir tesadüf sonucu mu yazılım evi sahibi oldun?
OK: Lise başlarından beri meslek olarak bilişim teknolojileri kesinlikle tek çalışmak istediğim alandı. Üniversite öncesinde ise tanıdık firmalara basit uygulamalar geliştirerek (VB 4.0) hem kendimi geliştiriyordum hem de meslekten ilk gelirlerimi elde ediyordum. Lise sonrasında 1 sene gecikme ile kazandığım üniversitede aynı bölümü okumam da bu süreci şüphesiz çok hızlandırdı. Böylece diğer alternatif konuları eleyerek daha da odaklandım. Yani hobisini meslek olarak yapabilme şansına sahip olmuş kişilerdenim. Şu anda da hala eskisi kadar keyif ve heyecan duyuyorum. Sadece eskisi kadar platformlarda hızlı sürüm atlamıyoruz, daha tutucuyuz. Önce olanı sindirip, sonuna kadar çözüm sağlayıp, yeni platformun oturmasını bekliyoruz. Bu da yazılımevi sahibi olmanın ve birçok projenin sorumluluğunu taşımanın sonuçlarından biri tabii ki. Yazılımı meslek olarak yapmak istiyenlere tavsiyem; eğer gerçekten bu işi yapmak istiyorsanız şartlar sizi neye zorlarsa zorlasın peşini bırakmayın. İhtiyacınız olan sadece bir bilgisayar. Sizi destekleyen çok fazla kaynak bulacaksınız. Yazılım işini sadece çok fazla para olduğunu düşündüğü için yapmak isteyenlere tavsiyem ise; öncelikle bu işi sevip sevmediklerini gözden geçirsinler. Ve tabii ki algoritma yeteneklerini. Bu ikisinden biri eksik olduğu zaman –özellikle de keyif almak- mutsuz ve sıkıntılı bir iş hayatı sizi bekliyor olabilir. Unutmayın ki her yazılımcının kendini gördüğü son nokta bir kafe sahibi olduğudur :)

KÇ: İyi bir yazılım mühendisi olarak kendini yetiştirmek için neler yaptın? Sence bunlardan en etkilisi hangisiydi? Kendini yetiştirmek isteyenlere tavsiyelerin nelerdir?

OK: 90’lı yıllarda her şey yeni şekilleniyordu. Özellikle Türkiye olarak da süreci epey bir geriden takip ediyorduk. Çoğu yeni yazılımcı bilmez belki, İnternet yaygın olmadığından onun yerine BBS’leri kullanırdık bilgi paylaşımı için. Tabii ki değişim ve gelişim hızı tahmin edilmeyecek şekilde hızlı arttı sonrasındaki yıllarda. O dönemlerde kendimi geliştirmek için yaptığım tek şey vardı tabii ki; günün çoğunu –bazen tümünü- bilgisayar başında geçirmek. Her gördüğüm yazılımı indirmek, denemek, kullanmak. İşletim sistemlerini kurcalamak, bozmak, defalarca yeniden kurmak. Bu çalışmaların en büyük faydası ne kadar çok sorunla karşılaşırsanız o kadar çok çözüm üretebilme yeteneğiniz artıyor. Özellikle yazılım geliştirmeye başlayan kişilerin bence en büyük eksiklikleri bu. Kod yazmak işin en kolay tarafı. Ancak karşılaşılan hataları analiz edebilmek, sorunları gidermek, çözüm üretmek en önemli ve değerli bilgi bence. Yeni ve eski nesil yazılımcılar arasındaki en temel fark da bu zaten. Kendini geliştirmek isteyenler için genel olarak tavsiyelerim şunlar; • Popüler tüm yazılım dillerinin kodlama yapısını az-çok bilin, ancak sadece bir ya da iki tanesine odaklanın. (Ben bir yazılımcının birçok dilde aynı mükemmele yakınlıkta yazılım geliştirebileceğine inanmıyorum. Zaten sektörün bir sürü dili bilene değil, tercih edilen dili en iyi ve en etkin şekilde kullanan elemana ihtiyacı var. Zaten siz bir şey öğrenirken arkanızı döndüğünüzde yenisi çıkıyor. Yani “Hoca aslında temel programlamayı bilmek yeterli, dil yapısını bildikten sonra, tüm dillerde proje yazarsın!” yaklaşımı bence doğru değil. Bu sizin sadece algoritma geliştirme yeteneğinizle ilgilidir. Bir yazılım geliştirme platformunu etkin kullanmak için ona uzun süre odaklanmanız gereklidir. Tabii ki bu sizin yazılım dünyasındaki kalite anlayışınızla da doğru orantılıdır.)

• Genel olarak işletim sistemlerini araştırın, bilin. Yazılım geliştirdiğiniz işletim sistemini ise çok iyi bilin. İşletim sistemi çok iyi bilinmeden kaliteli yazılım geliştirilemez.
 •Eğitim ve seminer fırsatlarını kaçırmayın. Bir konu hakkında fikir sahibi olmanın en hızı yoludur.
 • TCP/IP’yi ve popüler iletişim protokollerini (FTP, HTTP vb) iyi bilin, nasıl çalıştıklarını öğrenin. Ağ bağlantısı kullanmayan yazılım yok artık.
• Kesinlikle yeniden kullanılabilir kodlar geliştirin. Kod kütüphanenizi güncelleyin ve geliştirin. (Bana kod kütüphaneni göster, sana nasıl bir yazılımcı olduğunu söyleyeyim :) )
• Olabildiği kadar basit (karmaşık olmayan) çözümler üretin ve kodlar geliştirin.
• Kesinlikle ama kesinlik temiz kod yazın. Mili/saniye mertebesindeki performans için, kolay okunabilir kodlamadan vazgeçmeyin. Ufak bir ilave donanım ile kaybettiğiniz performansınızı geri kazanırsınız, ama spagetti kodlarınızı hiçbir şekilde geri çözemezsiniz.
• Kolay ve okunabilir kod yazmak için kafanızda ne tür algoritmalar için ne tür yapılar kullanacağınızı belirleyin ve bunu alışkanlık haline getirin. Yeni ve daha basit bir yapı bulduğunuzda geri dönüp eski kodlarınızı mutlaka değiştirmeye çalışın. 100 deneme çöp projeniz olacağına, 5 profesyonele yakın geliştirilmiş temiz uygulamasınız olsun.
• Kodlarınıza mutlaka yorum yazın. Her satırına değil, ama her bloğuna.
• Yazılımlarınızda kesinlikle sıfır yama ile proje geliştirmeye özen gösterin. Yama kullanmanızı gerektirecek mimarilerden kaçının.
• Yazılım geliştirirken, özellikle form ve arabirim tasarlarken diğer profesyonel uygulamalardan örnek alın. Onların nasıl yaptıklarına bakın. Yeniden keşfetmektense önce zaten keşfedilmiş olanı görün. İlk projelerinizde bunu aşmaya çalışmayın. Önce günceli yakalayın. Ötesine geçmek için ise biraz deneyim sahibi olmayı bekleyin.
• İyi bir kullanıcı olmadan, iyi bir yazılımcı olamazsınız. Yazılım geliştirirken kullanıcı kullanım alışkanlıklarına dikkat edin. Yazılım geliştirirken evrensel arabirim kısayollarına dikkat edin.
 • Yazılımcı olarak dikkat etmeniz gerekenlerden biri de müşteriyi doğru çözüme ikna etmektir. Eğer müşteri Windows uygulaması ister ve “kontroller arasında Enter ile geçilsin” der ise, bu konuda onu doğru olana ikna etmelisiniz. Bu tutumu çözümün her yerinde uygulamalısınız.
(Deneyimle sabittir ki, müşteri tercihine bırakılan her proje kaliteden uzaklaşır ve ileride karmaşık sorunlar yaşanmasına zemin hazırlar.)
Kendinizi proje ve ürün geliştirmek konusunda ilerletmek için; o Kendi kendinize ya da ekip arkadaşınızla bir konu ile ilgili başından sonuna kadar gidecek bir proje yapın. Bu konu yeni olmak zorunda değil, hatta olan bir şeyi yeniden, aynı şekilde yapmaya da çalışabilirsiniz. Ancak kendinizin de kullanabileceği bir proje seçmeye özen gösterin. Hem müşteri, hem de üretici olun. o Sıfırdan analiz edin. Sıfırdan tasarlayın. Tertemiz kodlayın.Görsel tasarımlarını ve ekran yerleşimlerini tamamen kendiniz yapın. Diğer uygulamalardan örnek alın, ama kesinlikle özen gösterin. o Ürününüzü test edin. Mükemmel oluncaya ve içinize sinene kadar da revize edin. o Ürününüz için mutlaka sorunsuz çalışan bir kurulum hazırlayın. o Ürününüzü tanıtan bir web sitesi ya da doküman hazırlayın. Yukarıdaki diyet listesine uyarak geliştirilecek yazılımların/projelerin gelişime katkısı olacağını düşünüyorum. Tabii ki bu benim tercih ettiğim ve uyguladığım bir diyet :)

KÇ: Bir yazılım evi sahibi olarak, kendi yazılım evlerini açmak isteyenlere tavsiyelerin nelerdir?
OK: Yazılım evi sahibi olmak yazılım geliştirmek ve kod yazmaktan çok öte bir durum tabii ki. Projenin her tarafı ile en profesyonel yaklaşımınız ile ilgilenmeniz gerekiyor. Eğer proje yaşam döngüsüne hakim değilseniz girişiminiz başarısız olabilir. Bununla beraber tabii ki iyi bir çevreye sahip olup ve sektöre de kısmen hakim olmanız gerekiyor. Yazılımevi işletirken de en fazla dikkat edilmesi gerekenlerden biri de iç yapınız. Aşırı düzenli ve sistematik çalışan bir kişiliğiniz yok ise kısa süre spagetti yazılım evine dönebilirsiniz. Unutmamak gerekir ki her yaptığınız proje için akabindeki yıllarda desteğini de vermenizi gerektirir. Bu şartları sağlamak için iç yapınızı iyi kurgulamanızda fayda var. Özetle sektörde pişmeden kesinlikle kendi yazılımevlerini açmalarını tavsiye etmiyorum. Önce yazılımcı olarak, sona da proje yöneticisi olarak görev almalılar sektörde. Hafif suyunu bıraktılar mı, altını kısıp yeni oluşumları için çalışmalarına başlayabilirler :) KÇ: Bir yazılımevi sahibi olarak, yazılım profesyoneli olarak çalışacaklara tavsiyelerin nelerdir? OK: Benim tavsiyem, çalışmalarında yukarıdaki diyet listesini uygulamaya çalışsınlar. Bu onların yazılıma, projeye ve kaliteye olan yaklaşımlarını geliştirecektir. Yazılım geliştirmek keyif vermiyorsa, meslek tercihlerini gözden geçirsinler. Yazılım ancak motivasyon ve heyecan duyguları ile gerçekten verimli halde geliştirilebilir. Yoksa sürekli bugün bildiğinizin yarın eskidiği bir platformda para kazanmak gerçekten çok zor.

Kaynakça : http://www.chip.com.tr/blog/kadircamoglu/iyi-Bir-Yazilimci-Olmanin-Recetesi_1322.html

bilgisayar mühendisliği dersleri nelerdir?



Bilgisayar Mühendisliği Bölümü bilgisayar ve insan, bilgisayar ve toplum, bilgisayar ve sanayi, bilgisayar ve hizmet bağlamında hesaplama siavstemlerinin eleştirel analizi, tasarımı, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için bulunduğumuz bilgi çağında hesaplama ile ilgili teori, ilke, uygulama ve beceri üretmeyi ve yaymayı hedeflemektedir. Sanayinin, firmaların ve yüksek eğitim kurumlarının lisans derecesine sahip bilgisayar mühendisi ihtiyacını kısmen gidermeyi hedeflemekte olan program, programlama dilleri, bilgisayar mimarisi, algoritmalar, işletim sistemleri ve diğer ana ve yardımcı alanlar gibi Bilgisayar Mühendisliği alanlarının tümüne ağırlık vermektedir.

Eğitim süresi 4 yıldır.
İngilizcenin bilişim sektörüyle doğrudan ilişiği olması nedeniyle hazırlık sınıfı çoğu üniversitede yaygındır.
Matematik ve fizik gibi temel bilimler önceliklidir ve nadiren de olsa bazı üniversitelerde kimya dersleri verilmektedir.


Aşağıdaki tabloda Yıldız Teknik Üniversitesinin ders içeriği görüntülenmektedir.
1. Dönem / 1st TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Bilgisayar Bilimlerine Giriş I
Introduction to Computer Engineering 1
20234-

Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne Uyum
Computer Engineering Orientation
01001-

Fizik I
Physics I
30246-

Genel Kimya
General Chemistry
30034-
Matematik I
Mathematics I
32046-

Lineer Cebir
Linear Algebra
20023-

İleri İngilizce I
Advanced English I
30033Hazırlık
Prep Class

Türkçe I
Turkish I
20003-
TOPLAM / TOTAL18341930
2. Dönem / 2nd TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Bilgisayar Bilimlerine Giriş II
Introduction To Computer Engineering II
20234-

Devre Teorisi
Circuit Theory
30245-

Fizik II
Physics II
32046-

Matematik II
Mathematics II
32046-

İleri İngilizce II
Advanced English II
30033

Türkçe II
Turkish II
20003-
Zorunlu Temel Kültür
Basic Culture
30033-
TOPLAM / TOTAL19442130
3. Dönem / 3rd TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Ayrık Matematik
Discrete Mathematics
30034-

Programlama Dilleri
Programming Languages
20235

Assembly Dili
Assembly Language
30034

Mantıksal Devreler
Logic Circuits
30245-

Nesneye Dayalı Kavramlar
Object Oriented Concepts
20023-

Diferansiyel Denklemler
Differential Equations
40046-
Bölüm Kültür I
Departmental Culture I
10223-
TOPLAM / TOTAL18062130
4. Dönem / 4th TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Veri Yapıları ve Algoritmalar
Data Structures and Algorithms
30035

Nesneye Dayalı Programlama
Object Oriented Programming
20235

Sayısal Analiz
Numerical Analysis
20023

İstatistik Ve Olasılık Hesapları
Statistics And Probability
20023-

Elektronik Devreler
Electronics Circuits
20235-

Sistem Analizi Ve Tasarımı
System Analysis And Design
20024-
Bölüm Kültür II
Departmental Culture II
20023-

Bilgisayar Semineri
Computer Seminar
02012-
TOPLAM / TOTAL15241830
5. Dönem / 5th TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Algoritma Analizi
Algorithm Analysis
20023

İşletim Sistemleri
Operating Systems
22035-

Bilgisayar Donanımı
Computer Hardware
30035

Veri Tabanı Yönetimi
Database Management
30245-
Bölüm Kültür III
Departmental Culture III
20023-

Veri İletişimi
Data Communication
30035-
Bölüm Seçimlik I
Departmental Elective I
30035-
TOPLAM / TOTAL18222031
6. Dönem / 6th TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Mühendislik Matematiği
Engineering Mathematics
20023

Mikro İşlemciler
Microprocessors
20235

Yazılım Mühendisliği
Software Engineering
30034

Bilgisayar Ağ Teknolojileri
Computer Network Technology
30034-

Bilgisayar Projesi
Computer Project
22036
Bölüm Kültür IV
Departmental Culture IV
20023-
Bölüm Seçimlik II
Departmental Elective II
30035-
TOPLAM / TOTAL17221930
7. Dönem / 7th TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Biçimsel Diller ve Soyut Makineler
Formal Language and Automata
30034-

Mesleki Hukuk ve Etik
Professional Law and Ethics
10011-

Ekonomi
Economy
20023-

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi I
Atatürk's Principal and History Of Turkish Revolution I
20003-
Seçimlik Sosyal
Social Elective
20023-
Bölüm Seçimlik III
Departmental Elective III
30035-
Bölüm Seçimlik IV
Departmental Elective IV
30035-
Bölüm Seçimlik V
Departmental Elective V
30035-
TOPLAM / TOTAL19001729
8. Dönem / 8th TERM
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Bitirme Projesi
Senior Project
36069

İşletme
Management
20023-

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II
Atatürk's Principal and History Of Turkish RevolutionII
20003-
Bölüm Seçimlik VI
Departmental Elective VI
30035-
Bölüm Seçimlik VII
Departmental Elective VII
30035-
Bölüm Seçimlik VIII
Departmental Elective VIII
30035-
TOPLAM / TOTAL16601730
Bölüm Kültür I / Departmental Culture I
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

İngilizce Okuma ve Konuşma
Reading and Speaking English
10223

Akademik Rapor Hazırlama ve Yazışma Teknikleri
Academic Writing and Formal Correspondence Techs.
10223-
Bölüm Kültür II / Departmental Culture II
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Mesleki İngilizce I
Professional English I
20023Hazırlık
Prep Class

Mesleki Terminoloji I
Occupational Terminology I
20023-
Bölüm Kültür III / Departmental Culture III
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Mesleki İngilizce II
Professional English II
20023Hazırlık
Prep Class

Mesleki Terminoloji II
Occupational Terminology II
20023-
Bölüm Kültür IV / Departmental Culture IV
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

İş Hayatı için İngilizce
Business English
20023

Çoklu Ortam Sistemleri
Multimedia Systems
20023-

Yazılı ve Sözlü Sunum Becerileri
Written and Oral Presantation
20023-

Bölüm Seçimlikler / Departmental Electives
Kod
Code
Ders Adı
Course Name
Teo.
Lec.
Uyg.
Prac.
Lab.
Lab.
Kredi
Credit
ECTSÖnkoşul
Prerequisite

Ağ Teorisi Uygulamaları
Application Of Network Theory
30035-

Sistem Programlama
System Programming
30035-

İstatistiksel Veri Analizi
Statistical Data Analysis
30035

Sayısal İşaret İşleme
Digital Signal Processing
30035-

Bilgisayar Grafiğine Giriş
Introduction to Computer Graphics
30035-

Bilgisayar Yardımı ile Geometrik Tasarım
Computer Aided Graphical Design
30035-
Yöneylem Araştırması
Operational Research
30035-

Dosya Düzenleme
File Organization
30035

Uzman Sistemlere Giriş
Introduction To Expert Systems
30035-

Nesneye Dayalı Analiz ve Tasarım
Object Oriented Analysis And Design
30035

Biyoenformatiğe Giriş
Introduction to Bio Information
30035-

Bilişim Sistemleri Güvenliği
Information Systems Security
30035

Geniş Ölçekli Sistemlerin İşletim Sistemi Mimarileri
Large Scale Systems' Operating System Architecture
30035

Yapay Zeka
Artificial Intelligence
30035-

Yapay Sinir Ağlarına Giriş
Introduction To Artificial Neural Network
30035-

Bulanık Mantık
Fuzzy Logic
30035-

Görüntü İşleme
Image Processing
30035
Paralel Programlamaya Giriş
Introduction To Parallel Programming
30035

Doğal Dil İşlemeye Giriş
Introduction To Natural Language Processing
30035-

Ayrık Olay Simülasyonu
Discrete Event Simulation
30035-

Bilgisayar Mimarisi
Computer Architecture
30035

Gelişmiş Mikroişlemci Sistemleri
Advanced Microprocessor Systems
30035

Sistem Analizi ve Modelleme
System Analysis And Modeling
30035-
Gömülü Sistemler
Embedded Systems
30035

Yönetim Bilgi Sistemleri
Management Information Systems
30035

Yazılım Yönetimi
Software Management
30035-

Kurumsal Yazılım Geliştirme
Enterprise Software Development
30035

Dağıtık Sistemler
Distributed Systems
30035-
Yazılım Kalite ve Test Süreci
Software Quality and Testing
30035

Veri Madenciliğine Giriş
Introduction to Data Mining
30035

Gerçek Zamanlı Bilgisayar Sistemleri
Real Time Computer Systems
30035-

Robot Teknolojisine Giriş
Introduction to Robot Technology
30035-

Derleyici Tasarımı
Compiler Design
30035-

Bilgisayar Mühendisliğinde Özel Konular
Special Topics in Computer Engineering
30035-

İleri Ağ Programlama
Advanced Network Programming
30035

Yüksek Başarımlı Programlama
High Performance Programming
30035


Avrupa'da ise bilgisayar mühendisliği daha çok computer sciences(bilgisayar bilimleri) olarak adlandırılmaktadır.Türkiye'de eğitim-öğretim faaliyetini sürdüren üniversitelerimizde izlenen müfredat ile Avrupa'daki ders içerikleri paralellik göstermektedir.Türkiye teknoloji alanında yetkin ve rol model olarak alınabilecek ABD,Avrupa ve diğer gelişmiş ülkeleri ve onların eğitim programlarını takip etmektedir.


Aşağıda Londra'da saygın bir üniversitenin bilgisayar bilimleri müfredatı yer almaktadır:
  • 101P - Principles of Programming
  • 102P - Theory I
  • 103P - Object-Oriented Programming
  • 104P - Theory II
  • 105P - Robotics Programming
  • 1009 - Cognitive Systems and Intelligent Technologies
  • 2007 - Networking and Concurrency
  • 2008 - Logic and Database Theory
  • 2009 - Software Engineering and Human Computer Interaction
  • 2014 - Systems Engineering Project 2
  • 2003 - Mathematics and Statistics
  • 2010 - Compilers
  • 2012 - Directed Reading
  • 2013 - Systems Engineering Project 1
  • 3001 - Technology Management and Professional Issues
  • 3004 - Computational Complexity
  • 3005 - Operating Systems
  • 3011 - Functional Programming
  • 3012 - Interaction Design
  • 3013 - Database and Information Management Systems
  • 3035 - Networked Systems
  • 3058 - Artificial Intelligence and Neural Computing
  • 3063 - Introduction to Cryptography
  • 3072 - Image Processing
  • 3080 - Computer Graphics
  • 3091 - Individual Project
  • 3095 - Research Methods
  • 3096 - Research Group Project
  • 3100 - Computer Science Study Abroad
  • 6006 - Financial Computing
  • 6008 - MultiMedia Computing
  • 6010 - Computer Music
  • 7002 - Business Analytics
  • 7008 - Entrepreneurship: Theory & Practice
  • M007 - Operational Risk Measurement for Financial Institutions
  • M012 - Programming & Mathematical Methods for Machine Learning
  • M014 - Requirements Engineering and Software Architecture
  • M022 - Software Abstractions and Systems Integration
  • M023 - Validation and Verification
  • M024 - Tools and Environments
  • M026 - Financial Institutions and Markets
  • M027 - Financial Information Systems
  • M028 - Language Based Security
  • M030 - Distributed Systems and Security
  • M034 - Multimedia Systems
  • M038 - Mobile and Cloud Computing
  • M041 - Web Economics
  • M042 - Complex Networks and Web
  • M050 - Advanced Topics in Machine Learning
  • M052 - Information Retrieval and Data Mining
  • M054 - Machine Vision
  • M055 - Supervised Learning
  • M056 - Graphical Models
  • M058 - Bioinformatics
  • M061 - People and Security
  • M062 - Computer Security I
  • M063 - Introduction to Cryptography
  • M064 - Applied Cryptography
  • M066 - Malware
  • M068 - Cryptanalysis
  • M072 - Mathematical Methods Algorithms and Implementations
  • M076 - Virtual Environments
  • M077 - Computational Modelling for Biomedical Imaging
  • M078 - Inverse Problems in Imaging
  • M080 - Acquisition and Processing of 3D Geometry
  • M081 - Geometry of Images
  • M082 - Affective Computing and Human-Robot Interaction
  • M085 - Computational Photography and Capture
  • M091 - Individual Project
  • ENGS101P - Integrated Engineering
  • ENGS102P - Design and Professional Skills
Kaynakça: