6 Ağustos 2015 Perşembe

bilgisayar terimleri sözlüğü

Arkadaşlar,bilişim sektöründe kullanılan kavramlar Türkiye Bilişim Derneği öncülüğünde dilimize çevrilmektedir.Özellikle web sayfası yöneticileri ve bilişim sektörü çalışanlarının dikkat etmesi Türkçemizin korunması açısından önemlidir.Dernek resmi sitesi üzerinden sözcük çevirilerini sunmaktadır.

TBD Terim Kolunun yabancı Bilişim Terim/Sözcüklerine Türkçe karşılık bulma çalışmalarının ürünü olan TBD BİLİŞİM TERİMLERİ KARŞILIKLAR SÖZLÜĞÜ çalışma programına uygun olarak günlenmektedir. Mart 1999 dan başlayarak internet web sayfasında yayımlanmaya başlayan sözlüğün 2005 Yılında günlenen ve 12.000'den çok karşılık taşıyan yeni türevi; ilgili kaynakların taraması ve Türk Bilişim kesiminin bu alanda çalışma yapan uzman bilişimcileri tarafından geliştirilerek hazırlanmış, seçilen karşılıklar sözlük kurulunun ortak onayı ile oluşturulmuştur.

Sözlüğe erişmek için tıklayınız

İlk bilgisayar nasıl bulundu?


İlk bilgisayar nasıl icat edildi?
Bilgisayarın ortaya çıkışı sayma, aritmetik işlemler ve hesaplama üzerinden olmuştur.Bu nedenle abaküs insanlık tarihinin ilk bilgisayarı kabul edilir.Abaküsün tarihine geçmeden önce bilgisayarın ve matematik biliminin temellerine değinelim.

Bilgisayarlar bilgiyi hesaplamak, düzenlemek ve değiştirmek için kullanılan yazılım ve donanım gibi alt disiplinlere sahip cihazlardır. Bilgisayar, en basit bakış açısıyla bir matematiksel işlemci, yani bir hesap aracıdır ve veri işlemektedir.Bu yönüyle bilgisayarı anlamak, matematiği ve matematiğin teknolojiyle olan ilişiğini kavramak demektir.

Bilgisayar ve matematik paralelliğini daha net kavramak adına bilgisayar kelimesinin kökenini örneklemek yararlı olacaktır.Bilindiği üzere bilgisayar kelimesi Türkçemize İngilizce "computer" sözcüğünden çevrilmiştir.Ve bu kelime compute(hesaplamak) fiilinden türetilmiştir. Bu sözcük Latince aynı anlama gelen computarefiilinden alıntıdır. Latince fiil putare(saymak) fiilinden con+ önekiyle türetilmiştir.

Basit örneklerle değindiğimiz bu paralellikten yola çıkılarak denilebilir ki,matematik günümüz teknolojisinin temelini atmıştır yani insanoğlu sayma,hesaplama ve algoritma yetileriyle teknolojiye kavuşmuştur.Şimdi matematik bilimi hakkında basitçe bahsedelim. 


Matematik çok evreli bir bilimdir. Yayılma alanının ve derinliğinin sınırı  yoktur.  Bilim  ve  teknolojide olduğu kadar günlük  yaşamda  da vazgeçilmezdir.  Çağlardan çağlara taşınan ulusal sınır tanımayan görkemli, sağlam, güvenilir ve evrensel bir ekindir.
İnsanoğlu  varoluşundan beri korkuyla,şüpheyle,merakla  evreni bilmeye  ve doğaya egemen olmaya çabalamıştır. Gizlerini bilmediği için doğa olaylarını, yüz binlerce yıl boyunca, ya korkuyla gözlemiş ya da  bir kaos olarak görmüştür. Oysa evrenin kendine has bir ahengi vardır. Bugün ay ve güneş tutulmalarından korkmuyor ve bu olayları  basit  aritmetik cebir ve geometri bilgileri ile açıklayabiliyoruz. Işığın nasıl yayıldığını biliyoruz. Barajlar kuruyor evlere fabrikalara enerji akıtıyoruz.Yüksek donanımlı bilgisayarlar üretiyor ve on binlerce kişinin on binlerce yılda bitiremeyeceği işlemleri saniyelerde yapıyoruz. Romantizmin başlıca kaynağı olan aya ayak basıyoruz...
Bütün bunları matematikle yapıyoruz. Matematik yalnızca çağdaş bilim ve tekniğin temel aracı değildir... Tıp, sosyal, siyasal, ekonomik bilimler vb. matematiksel yöntemlere büyük ölçüde dayanmak zorundadır.
Kısaca, matematik insan aklının yarattığı en büyük ortak değerdir. Evrenselliği onun gücüdür. Çağları aşarak bize ulaşmıştır. Çağları aşarak  yeni kuşaklara ulaşacaktır. Büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet edecek; her zaman taze ve doğru kalacaktır.
Matematiğin uygulanmadığı hiçbir teknik alan yoktur. Bunun yanında, matematiksel olarak açıklanan büyük kuramlardan bazılarına şöyle değinebiliriz:
1.      Newton Mekaniği, gözle görülen basit düşme olayından başlayarak, bugün, doğa olaylarını açıklayan mükemmel fizik  kuramını yaratmıştır. Newton Mekaniği diye de adlandırılan bu kuramın  koyduğu basit matematiksel  formüller  sayesinde, dilerseniz, bir futbolcunun vuruşuyla harekete geçen bir topun yörüngesini, dilerseniz, güneşin çekim etkisiyle hareket eden bir gezegenin yörüngesini hesaplayabilirsiniz.
2.      Büyük olasılıkla Aristo'nun görüşü olarak, kuyruklu yıldızlar 1570'li yıllara dek atmosferik bir olay olarak yorumlandı.  1570'lerde Tycho Brahe, kuyruklu yıldızların aydan çok daha uzakta olduklarını gösterdi. Isaac Newton onların güneş çevresinde birer yörünge çizdiklerini kanıtladı. İngiliz matematikçisi Edmund Halley, 1680'lerde gözlenen kuyruklu yıldızın 1530 ve 1600 yıllarında gözlenen  kuyruklu yıldızla aynı olduğunu ve bu yıldızın 1750'lerde yeniden görüleceğini matematiksel olarak ispatladı.  Daha sonra, Halley kuyruklu yıldızı diye adlandırılan bu yıldız 1980'lerde yeniden görüldü. Hatırlanacağı üzere, üniversite rasathaneleri meraklılar için özel gözlem seansları düzenlediler. 
3.      Bugün sanki doğal bir enerji imişcesine kullandığımız elektrik doğrudan doğruya matematiksel bir kuram olan Elektrik ve Magnetizma Kuramına dayanmaktadır.
4.      Çağımızın en önemli bilimsel bulgularından birisi sayılan Kuantum Fiziği bütünüyle soyut matematiksel uzaylar içinde açıklanmıştır. Hatta, başlangıçta Heisenberg'in Matris Mekaniği ve Schrodinger'in Dalga Mekaniği diye iki farklı kuram olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre, örneğin, Işık Kuramı Heisenberg'e göre parçacıklarla, Schrödinger'e göre dalga hareketleriyle ifade edilmektedir. Her iki kuram kendi içlerinde tutarlıdır ve her ikisi de deneysel sonuçlara tamamen uymaktadır. Daha sonra, bu iki kuramın Hilbert Uzayları adını alan birer soyut matematiksel uzay içinde ifade edilebildikleri ve  bu iki  uzayın eşyapılı olduğu kanıtlanmıştır. Bunlardan ilki l2 ile gösterilen diziler uzayıdır. Ötekisi ise L2 ile gösterilen fonksiyonlar uzayıdır. l2 nin öğelerinin L2 ye ait fonksiyonların Fourier katsayıları olduğu kanıtlanınca, iki uzayın eşdeğerliği ortaya çıkmış ve böylece bu iki önemli kuramın denkliği belirlenmiştir.


Özetle matematik bilimi insanoğlu var oldukça önemini hiç yitirmeyecek ve bütün müsbet bilimler ona başvuracaklardır.Bilgisayar bilimi ise,işlemcisinden telefon yazılımlarına,bellek işleyicilerinden robotik teknolojilere kadar bütün çalışma alanlarında çalışma ilkelerini matematikten almaktadır.

Bunlara değindikten sonra ilk bilgisayar olan abaküs yada sayı boncuğuna değinebiliriz.Abaküs, basit toplama ve çarpma işlemleri için kullanılan alettir. Boncukların sayılması şeklinde çalışır.
MÖ 2400 yıllarında Çin'de geliştirilen abaküs, denizaşırı ticaret yapan tüccarlar sayesinde Girit ve Miken bölgelerinden Avrupa ve Amerika'ya yayılmıştır. Abaküs, hareketli parçalara sahip olduğu bilinen ilk hesap makinesidirArap sayılarının ve sıfır kavramının abaküs yardımıyla geliştirilmesi tarih öncelerine gitmekle beraber, halen dünyanın değişik bölgelerinde özellikle okul öncesi çağdaki çocukların matematiksel zekasını geliştirmek amacıyla kullanılmaktadır.

Çağdaş hesap makinelerinin ve bilgisayarların atası sayılan hesap aygıtı olan Abaküs'te amaç 4 ana matematiksel işlem olan toplama,çıkarmaçarpma ve bölme yapmaktır. Babilliler'in buluşu olan abaküs, yüzyıllar boyunca ticarette büyük önem taşımıştır. Abaküsün temeli Girit ve Miken'e dayanmakta ve ilk abaküs örneklerinin hemen hepsinde Girit ve Miken süsleme sanatından örnekler de bulumaktadır.
İlköğretim sınıflarında matematik dersine yardımcı olması amacıyla da kullanılır.Abaküs, Aritmetik hesaplamaları yapmaya yardımcı bir alet.
En iyi bilinen biçimi (Çinlilerin Suan Pan'ı) dikdörtgen bir çerçevenin içine gerilmiş teller üstüne inciler dizilmesiyle oluşturulan abak, başlangıçta toprağın içine açılan sıra sıra oluklara dizilen taşlardan oluşmaktaydı. Daha sonraları, yuvarlık bilye büyüklüğünde metal top ya da boncukların paralel çubuklar ya da teller üstünde hareket ettikleri biçimi almıştır.
Her boncuk ya da metal topçuğun değeri, büyüklüğüne değil konumuna bağlıdır; belirli bir çizgi üstündeki taşın ya da belirli bir tel üstündeki incinin (boncuğun,topçuğun, vb.) değeri 1, iki tanesi birlikte olunca 2 olur. Bundan bir sonraki tel 10, üçüncü sıradaki tel 100 olarak değerlendirilir. Böylece ikisi 1 değerinde ve biri 10 değerinde üç dizi taş 12'yi, 100 değerindeki bir dördüncü topçuk eklenince de 112'yi gösterir. Yani topçuk ya da boncuğun yeri, değerini belirler ve çok büyük sayılar bile birkaç topçu ya da boncukla gösterilebilir. Topçuklar bir yöne kaydırılarak işlem yapılır; elde edilen değeri silmek, yani topçuğu bir sonraki kullanıma hazırlanmak istenirse, tersi yönünde kaydırmak gerekir. Abaküs, görünüşte basitliğine karşın, toplama makineleri, elektronik hesap makineleri ve bilgisayarların hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.

2 Ağustos 2015 Pazar

Türkiye'de bilişim teknolojileri kullanım oranları


Ülkemizde bilişim teknolojileri müthiş bir artışla büyüyerek hayatımızda yer edinmektedir.Belki de gelecek 15-20 yıl içinde %100'e yakın bilgisayar kullanma oranlarına ulaşacağız.Bilgisayara,internete ve mobil teknolojilere ilgimiz bir hayli büyük.Bu ülkemiz adına umut vericidir ama toplumsal dönüşümün bilişim teknolojileriyle gerçekleşebilmesi sanıldığının aksine hiç de kolay değil.Örneğin interneti kullanan bireyler ezici bir çoğunlukla e-devlet,sosyal medya ve haber için internete girdiklerini belirtmişlerdir.Bunun yanı sıra internetin bir bilgi aracı,araştırma ve sorgulama faaliyetleri,dil öğrenme otağı,farklı görüşleri tanıma ve bilimsel çalışmalar için kullanılması şüphesiz en büyük arzumuz olmalıdır.Yani bu yeni tanımıyla toplum artık bir bilgi toplumu olmalıdır.
Şimdi de "bilgi toplumu" olarak tanımlanan bu hedefin özelliklerini anlamaya çalışalım:
  1. Sanayi toplumunda kullanılan insan ve makine gücü bilgi toplumunda yerini düşünce ve akıl gücüne bırakmalıdır.
  2. Haberleşme bilgisayarın yaygın kullanımıyla hızlanmış,daha kolay hale gelmiştir ve daha hızlı iletişimin yolları araştırılmalıdır.
  3. Tüm dünyada üretilmekte olan bilgiye daha hızlı erişebilmek için bilgi ağları ve veri tabanları oluşturulmalıdır.
  4. Eğitim bilişim teknolojileri sayesinde sürekli hale gelmiş ve bireyselliği sağlanmıştır.
  5. Bilgi yoğun bir şekilde kullanılıyor,üretiliyor,bu bilgilerin aktarımı sağlanıyor ve doğrulukları test edilir.
  6. Sürekli yeni bilgilerin üretilmesine bağlı olarak nitelikli yayınların üretilmesi sağlanır.
En yalın ifadeyle teknoloji alanındaki gelişmeler toplumsal yaşamda önemli değişikliklere yol açmıştır. Özellikle iletişim alanındaki gelişmeler ve bilgisayar kullanımının yaygınlaşması ile küreselleşme artmış bilgi insanların sadece yakın çevresiyle değil uluslararası çevrede paylaşılan bir ürün haline gelmiştir. Ayrıca teknolojik gelişmeler ekonomi, sanat, kültür, eğlence gibi alanlarda yeni ilişkilere yol açmakta ve ülkelerin gelişimi için fırsat sunmaktadır.

Türkiye'de internet kullanma oranı


İnternet kullanan bireylerin oranı %53,8 oldu 

Bilginin önemi nedir? Bilmek niçin önemlidir?

Bu yazımızda bilimin,bilmenin ve keşfetmenin önemi hakkında Antik Yunan'dan Modern yüzyıla kadar bilginlerin derlemelerini sunacağım.Elbette çok önemli kişileri burada atlamış olabilirim ama yine de faydalı olmasını temenni ederim.


"Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder."
İbn-i Sina

"Bilim insanı adayı olan bu çocuklar hiçbir zaman kendilerine öğretilenleri sorgusuz sualsiz ezberlemezler ve doğruluğuna kayıtsız şartsız inanmazlar, çünkü biz bile öğrettiğimiz şeylerin doğruluğundan şüphe etmekteyiz."
Cahit Arf

“Uygarlığımızın geleceği bilimsel düşünme alışkanlığımızın gitgide yayılmasına ve derinleşmesine bağlıdır.”
John Dewey 

“Bir kuruluşun sahip olduğu yeri doldurulamaz tek sermaye insanların bilgi ve yeteneğidir.”Andrew Carnegie 

“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsen, Bu nice okumaktır.”
Yunus Emre 

“İki şey dünyaya hükmeder; biri kılıç, diğeri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.” Napolyon 

“Şer’i şerifin bekası ilimledir. Ve ilmin bekası ulema iledir.”
Koçi Bey 



“Dünya artık emek-yoğun, malzeme yoğun, enerji-yoğun değildir; bilgi yoğun olmaktadır.”
Peter Drucker 

“Şaşılacak kadar çok aklım olmalı! Bazen, haftada bir kez aklımı başıma toplamam gerekiyor.”
Mark Twain

“Bilmediğini bilmek en iyisidir. Bilmeyip de bildiğini sanmak tehlikeli bir hastalıktır.”
Lao-Tzu 

Kendilik bilinci her türlü bilgiyi önceler; kendini bilmeyen bir şeyi de bilemez; çünkü bilmek, bildiğini bilmekle başlar.       
Fahreddin Razi



“Gerçek kurtuluş ancak cehaletin ortadan kaldırılmasıyla olur. Cehalet kaldırılmadıkça toplum yerinde kalıyor demektir, yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir.”
 “Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fen haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.”
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”
“Bizim akıl, mantık ve zeka ile hareket etmek şiarımızdır. Bütün hayatımızı dolduran vak’alar bu hakikatin delilidirler.”
“Türk milletinin elinde tuttuğu meş’ale müsbet ilim meş’alesidir.”
“İlim ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişmesini kavramak ve izlemek şarttır.”
Mustafa Kemal Atatürk

“İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir.” David Hume

 “Biz hiçbir şey bilemeyiz. Doğru ancak gerçeğin derinliğinde bulunabilir.”
Democritus 

“Evrende aklımızın kavrayamayacağı ve duygularımızla sezemeyebileceğimiz şeyler vardır.”
Ludwig von Mises 

“Aklı ve gerçekleri kullanan bir insan mükemmele erişecektir. Doğa insanın akıl gücüne bir sınırlama getirmemiştir.”
Condorcet 



“Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.” Konfüçyüs 

“Bilgiye sahip oldum mu? Bilmiyorum.”
 Konfüçyüs 

“Bir şey bilmediğim dışında başka bir şey bilmiyorum.”
Sokrates 

“Hikmetli bilgi, tecrübe ile desteklenmiş ve uygulanabilir özellikler taşıyan ilimdir... Hikmet, ilim ile sanatın birleşmesidir.”
Elmalılı M. Hamdi Yazır 

“İnsan akıbetinin efendisi değildir ve hiçbir zamanda olmayacaktır. İnsanın aklı onu daima bilinmeyen ve öngörülmeyen yeni şeyler öğrenmeye doğru götürecektir.”
 Friedrich A.von Hayek

“Bilebileceğimiz bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimizdir ve az bilgi tehlikeli bir şeydir.” Chuang-Tzu 

“İnsan bilgisinin sınırları vardır.”
 Bernard de Mandeville 

“İnsanın aklı kendisine sınırlamalar getirilmesinden nefret eder.”
 Joseph Addison 

“İnsanın bilebileceği şeyler sınırlıdır ve kendisi gibi mükemmel değildir.”
 Giovanni Battista Vico 

“İnsanın varlığı sırla kuşatılmıştır. Bizim dar bilgimiz ve tecrübemiz sınırsız denizlerde bir küçük adadır sadece.”
 John Stuart Mill 

“Eğitim her şeydir. Şeftali bir zamanlar acı bir bademdi; karnabahar, üniversite eğitimi almış bir lahanadan başka bir şey değildir.”
Mark Twain 

“Eğitimin yapamayacağı hiçbirşey yoktur. Hiçbir şey onun etki alanının dışında kalamaz. Kötü ahlakları iyiye çevirebilir; kötü ilkeleri yıkar ve yerine yenilerini koyar; insanları melekler seviyesine çıkarabilir."
 Mark Twain 



“Genel bir kural olarak, yaşamdaki en başarılı insan, en iyi bilgiye sahip olandır.”
Benjamin Disraeli 

“Birine göre adaletli olan şey, diğerine göre haksızlıktır; birine göre güzel olan, diğerine göre çirkindir; birine göre bilgelik olan, diğerine göre çılgınlıktır.” Ralph Waldo Emerson
“Sana bir şeyi nasıl bilebileceğini öğreteyim mi? Bildiğin zaman bildiğini anla, bilmediğin zaman ise bilmediğini anla.”
Konfüçyüs 

“Doğanın sonsuz gücü karşısında daha saygılı olmamız, bilgisizliğimizi, yetersizliğimizi bilmemiz gerekir.”
 Michel de Montaigne

"Bilgisiz, ülküsüz, kötü kağanlar,
Korkak ve ürkek kağanlar tahta oturmuşlar.
Tabii buyrukları da bilgisizce, korkakça, ürkekçe ve kötüymüş.
Vezirleri de kendileri gibi bilgisiz, ülküsüz ve kötüymüş.
Bir türlü almaları gereken
Doğru ve iyi kararları alamazlar,
Alsalar bile doğru dürüst uygulayamazlarmış.
Öylesine kararsız ve cesaretsizmişler.
Ülkenin düzenini, ulusun töresini bozmuşlar.
Ardından beyleri, yöneticileri, subayları ve halkıyla beraber
Bütün millet de bozulmuş.
Hepsi geçimsiz, düzensiz, bilgisiz, korkak,
Uygunsuz, uyumsuz, hak, hukuk tanımaz hale gelmişler."

Bilge Kağan(MS 683)

 “Ben ne biliyorum!”
 Michel de Montaigne 

“Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.”
 Rene Descartes 

“Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan yaşamında bir kez olsun bütün şeyler hakkında şüphe et.”
Rene Descartes 

“Bizim çıkış noktamız bireyin öznelliğidir... Çıkış noktamızdan bakıldığında ‘düşünüyorum öyleyse varım’ gerçeğinden başka bir gerçek olamaz. Herhangi bir gerçekten önce, bir mutlak gerçek olmalıdır. Bu gerçeği kavramak basittir, zira bireyin varlığında mevcuttur.”
Rene Descartes

 “Düşünüyorum, öyleyse varım.” (Cogito, ergo sum; je pense, donj je suis.)
Rene Descartes 

“İlk olarak, açık bir şekilde bilmediğim bir şeyi asla doğru olarak kabul etmem. İkinci olarak, doğru çözüme ulaşmak için incelediğim konuyu mümkün olduğu ölçüde küçük parçalara ayırır, ondan sonra analiz ederim. Üçüncü olarak, küçükten başlayarak büyüğe doğru adım adım ilerleyerek düşüncelerimi netleştirmeye çalışırım. Nihayet, son olarak, her durumun sonucunu ortaya koyar ve genel olarak gözden geçiririm.”
Rene Descartes 

“Düşüncenin doğruluğu pratik doğrulamayla kanıtlanır.”
Bernardino Telesio 

“Bir şey biliyorsam o da hiç bir şey bilmediğimdir.”
Sokrates 

“Hiç bir şey bilmediğimi de kesin olarak bilmiyorum.”
Arksilaos 

“Ebedi gerçeklik olmadığı gibi, mutlak doğru da yoktur.”
 Friedrich Nietzsche 



 “Bilgelik için tek anahtar devamlı soru sormaktır... Şüphe ederek bir araştırmaya başlarız. Araştırmakla da doğruya ulaşırız.”
Peter Abelard 

“Tecrübe bütün öğretmenlerin en iyisidir.”
Publilus Syrus

 “...Unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.”
Xsentius

 “İnsanın evrendeki durumu, bir kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve dinler ama hiç bir şey anlamaz.”
William Jones

 “Evren insan için uyumsuzdur ve bilinemez.”
Albert Camus 

“İnsanın bilebileceği tek şey olan kendisiyle yetinmelidir.”
Protagoros 

“Etraflıca çalış, doğru bir şekilde araştır, dikkatlice düşün, düşündüklerini gözden geçir, ciddi ve samimi bir şekilde uygula.”
 Konfüçyüs

“Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiç bir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir sujenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur.”
Immanuel Kant

“Doğuştan bilgi yoktur ve insan zekası doğduktan sonra dolmaya başlayan bomboş bir levha (tabula rasa) dır.”
John Locke

“İşe kesinliklerle başlayan, şüphelerle bitirir. Şüphelerle başlamaya razı olan, kesinliklerle bitirir.”
Francis Bacon

 “Deneyiniz, deneyiniz, denemeden hiç bir şeye inanmayınız.”
Francis Bacon 

“Bilgi güçtür.”
Francis Bacon 

 “Hala öğreniyorum.”
Michelangelo 

"İlmin değeri de diğer mumların kendisinden ışık aldığı enerji kaynağına benzer.”
Nizamülmülk 

“Sanayi toplumunun yakıtı paraydı. Bilgi toplumunda yakıt da, güç de bilgidir.”
John Kenneth Galbraith 

“Üç türlü aristokrasi vardır; birincisi yaş ve kıdem; ikincisi servet; üçüncüsü akıl ve bilgidir. En şereflisi sonuncusudur.”
Schopenhauer



“Kazandığımız aydınlık bize... bilgimiz vasıtasıyla verildi.”
John Milton

“Büyük şeyleri başarmak için bilgi ve cesaret gereklidir.”
Gracian 

“Doğru düşünce bilgidir.”
Eflatun 

“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”
Eflatun

 “Sadece şimdiyi değil, aynı zamanda gelecekteki gelişmeleri de açık bir şekilde öngörebilen bir kimse bilgiye sahiptir.”
Terence 

“Sadece bir iyi vardır, bilgi; ve sadece bir kötü vardır, cehalet.”
Sokrates

“Bilgi sonsuza dek cehaleti yönetecektir.”
 James Madison 

“Bilgi ruhun gıdasıdır.”
 Sokrates

 “Mutluluk bilgi ile kazanılır.”
 Eflatun 

“Gerçek mutluluk mal ve mülke sahip olmak ile değil, akıl ve erdeme sahip olmak ile mümkündür.”
Aristo

 “Eğer güneşe akıllıca bakmazsak, karanlık içinde kalırız.”
John Milton 

 “Hammadde, emek, zaman, mekan, sermaye ve öteki girdilere olan ihtiyacı azalttığı için, bilgi her şeyi ikame etmekte, ileri bir ekonominin merkezi haline gelmektedir. Ve bu gerçekleştikçe değeri hızla artmaktadır.”
Alvin-Heidi Toffler

 “İçinde yaşadığımız yeni çağda, zenginlik bilginin ürünüdür. Bilgi, ekonominin başlıca hammaddesi ve en önemli ürünü haline gelmiş bulunuyor. Günümüzde zenginlik yaratmak için gerek duyulan sermaye varlıkları arazi, bedensel emek, imalat ve fabrikalar değildir. Bunların yerini bilgi almış durumdadır.”
Thomas A.Stewart 

“İnsanlar kendi sahip olduğu zekayı, kaosa karşı bir düzen oluşturmak amacıyla kullanabilirler. Zeka sadece bilimsel sorun çözme amacı için değil, aynı zamanda insanlar arasında anlaşmayı sağlamak ve devam ettirmek için de önemlidir.”
James M. Buchanan

 “Toplumu gerçek amacına, gerçek mutluluğuna ulaştırmak için iki orduya gerek vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri ulusun geleceğini yoğuran bilim ordusudur. Bu ordulardan her ikisi de aynı derece gerekli, kıymetlidir, her ikisi de hayatidir. Ancak bilim ordusunun kıymet ve kutsallığını anlatmak için şunu söyleyeyim ki, bilim ordusu, ölen ve öldüren birinci orduya, niçin ölüp, niçin öldürdüğünü öğreten ordudur.”
 Mustafa Kemal Atatürk 

“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olmayacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”
Mustafa Kemal Atatürk 

“İnsanlara eğitim ve bilgi sağla. Barış ve düzenin sağlanmasının kendi çıkarları için gerekli olduğunu onlara öğret.”
Thomas Jefferson 

“Batıl inanç ve cehaletten oluşan fanatizm, bütün asırlar boyunca bir hastalık olmuştur.”
Voltaire

 “Bağnazın kafası gözbebeği gibidir; ne kadar aydınlık olursa o kadar küçülür.”
Oliver Wendell Holmes Jr. 

“Hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir.”
Ali Ibu Abu Talip 

“Hiçbir şey bigotların vicdanından daha tehlikeli değildir.”
 George Bernard Shaw 

“Batıl inanç, zayıf akılların sahip olduğu dindir.”
 Edmund Burke 

“İnsanın cehaleti konusunda cahil olması daha kötüdür.”
 Saint Jerome

“Bu dünyada hiçbir şey bilinçli cehaletten ve aptallıktan daha tehlikeli değildir.”
Martin Luther King

“Cehalet ne kadar fazla ise dogmatizm de o kadar büyüktür.”
Sir William Osler 

“Asırlarca eğitimin bir devlet hizmeti olduğu keşfedilemedi (!) ve devlet eğitim işlerine karışmadı. Fakat ne zaman ki modern absolutizm (mutlakçılık) ortaya çıktı, o zaman devlet her şey üzerinde hak iddia etmeye başladı. Ticaret, sanayi, edebiyat, din ve diğer bir çok hizmetin devletin görevi olduğu deklare edildi. Bu hizmetler devlete havale edildi ve devlet tarafından kontrol edilmeye başlandı.”
Lord Acton 

" Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir."
Albert Einstein

“Tecrübe bilginin anasıdır.”
Cervantes

“Pratik, bütün öğretmenlerin en iyisidir.”
Publius Syrus

 “Bilimlerin Anası: Tecrübe.”
Miguel de Cervantes 

“Bütün sahip olduğumuz bilginin tecrübe ile başladığına şüphe yoktur.”
Immanuel Kant 

"Sadece tecrübe sayesinde bir şeyler öğrenebiliriz ve hiçbir zaman bir olayı akıl yoluyla tamamen kavrayamayız.”
Friedrich A.Von Hayek 

“Denemedikçe ne yapacağını hiç kimse bilemez.”
Publilius Syrus

“Tecrübe, hatalarımıza verdiğimiz addır.”
 Oscar Wilde

 “İyi bir akla sahip olmak yeterli değil, önemli olan aklı iyi kullanmaktır.”
Rene Descartes

“Bir insanın bilgisi vardır, pratiği yoktur, fakat bir diğerinin bilgisi de, pratiği de, yeterli tecrübesi de vardır. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Bir şahıs bir hastalığın ilacını kitaplarda arar, bulur, okur, üstelik bütün ilaçların isimlerini de bilir, o kadar. Bir diğeri bütün ilaçların isimlerini bildiği gibi, hasta tedavi etmiş ve defalarca tecrübe yapmış ise, bu iki zat asla aynı olamaz.”
Nizamülmülk 


“Sadece tecrübe ile test edilmiş bir sistemi ampirik ve bilimsel kabul edeceğim. Bir sistemin doğrulanabilirliği ya da yanlışlanabilirliği kriter olarak alınmalıdır.”
 Karl Popper

 “Öğrenme ilkesi insanın temiz karakterini ortaya çıkarmak, insanlara yeni yaşam vermek ve nihai iyiye ve doğruya ulaşmak demektir.”
Konfüçyüs 

“İnsana hiçbir şey öğretemezsin; öğrenmeyi ancak kendi içinde bulacağını öğretebilirsin.” Galileo
“Cehalet kötü bir bitki gibidir; diktatörler bu bitkiden istifade ederler; oysa demokrasilerde vatandaşların cehaletine katlanılamaz.”
Sir William Beveridge

Bilişim ne demektir?

Bilişim nedir?

Bilişim insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, enformatik anlamlarına gelir.

biliş- fiilinden +Im sonekiyle türetilmiştir.Bu kavram 1970'li yılların başlarında Hacettepe Üniversitesi'nden Aydın Köksal tarafından önerilmiştir.
Bilişim, anlam olarak teknoloji kelimesine de çok yakındır.Techne (zanaat, hüner) ve logia (bilgi) kelimelerinden türeyen teknoloji bilişim kavramıyla çoğu zaman birlikte kullanılır.Türkçemizde "bilişim uzmanı,bilişim sektörü" gibi tanımlamalar en genel ifadeyle bilgiyi,teknolojiyi,bilgisayar donanımını,yazılımını ve kullanıcıları kapsamaktadır.

Hollandalı bilgisayar bilimci Edsger "Bilişim biliminin bilgisayarla ilgisi, astronominin teleskopla ilgisi kadardır." sözüyle bilginin tek odağı haline gelmeye başlayan bilgisayarı bilişimden ayırmanın imkansız olduğunu vurgulamaktadır.

Bilişim çağdaş yaşamın her alanında kendine yer edinmiş durumdadır. İnternetin yoğun kullanımı bu gelişmeyi güçlendirmiştir. Bilgisayarların dünya çapında ağlaşması firmaların iletişiminde, lojistikte, medyada, ev yaşamında,eğitimde,sağlıkta ve daha birçok başka alanda devrim niteliğinde değişimler yaratmıştır. Bilişim, fark edilmese de çamaşır makinesi, fotoğraf makinesi, müzik sistemleri,tıbbi cihazlar gibi pek çok aygıttaki gömülü sistemler (embedded systems) vasıtasıyla günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir.
Bilgisayarlar büyük veri yığınlarını kısa sürede yönetebilir, depolayabilir, paylaşabilir ya da işleyebilirler. Bunu sağlayabilmek için karmaşık donanım ve yazılım sistemleri gereklidir. Bu sistemlerin tasarımı ve geliştirilmesi de bilişim biliminin araştırma alanına girer.Bilgisayar sistemlerinin sağladığı fayda algoritmik işlemleri büyük veri yığınlarına yüksek bir hızda uygulayabilmeleridir.

Bilişim teknolojisinin 4 temel kategorisi bulunmaktadır:

1. Yazılım 
2. Hizmetler 
3. Donanım 
4. Ekipmanlar 

Bilişim teknolojileri devrimsel nitelikli değişimlere neden olmaktadırlar. Bu teknolojiler, ülkelerin birinci veya üçüncü sınıf olmalarını belirleyecek kadar büyük bir öneme sahiptirler. Bilişim teknolojileri vasıtasıyla bilgiler istenilen noktalara geleneksel yollardan milyonlarla ifade edilebilecek bir oranda daha hızlı ulaştırılabilmektedir. Bilişim toplumunun yolunun açılması ve gerçekleşmesi, "içerik" (bilgi) ve ´´teknoloji"nin (bilgi teknolojisi) bütünleşmesiyle sağlanacaktır. Bilişim teknolojisinin altyapısı bilgisayar ve diğer iletişim araçlarına dayanır ancak bu teknolojide insani unsuru yok sayılamaz. Bu teknolojiyi yarısı donanım, yarısı yazılımdan oluşan bir elmaya benzetirsek; insanı da bu elmanın oluşumunu sağlayan özsuya benzetebiliriz. Zira donanımın da yazılımın da geliştirilmesi insanın yaratıcılığına ihtiyaç duymaktadır. Bu teknolojiler esasen insan aklının yansımasından başka bir şey değildirler. Bilişim teknolojisi, yaşamımızın her alanında her türlü işimizin yapılmasında bize yardımcı olmakla beraber bizi birçok angaryadan da kurtarmaktadır. Yani bize özümüze daha fazla zaman ayırma ve yoğunlaşma imkânı vermektedir. Buna imkân bulmuş insan zekâsının daha neler başarabileceğini hayal etmek bile gerçekten zordur. Bilişim teknolojisi diğer bütün disiplinler ile ilgidir ve bunun neticesi olarak çok farklı biçimlerde uygulanarak bize sınırsız bir etki ve gelişme olanağı sunuyor. Bilişim teknolojileri, bilişim toplumunun ham maddesi olan bilgiye istenildiği zaman ve mekânda hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Bununla da yetinmeyip sürekli olarak yeni bilgilerin üretilmesine aracılık ederler. Bu teknolojilerle birlikte toplum yeniden şekillendirilmektedir. Tarım toplumunda dönüşümün motoru saban, sanayi toplumunda buhar makinesi, bilişim toplumunda ise bilgisayardır. Bilgi akış hızının artması beraberinde, bilim, teknoloji ve üretim üçgeninin çevrimini hızlandırmaktadır. Bilişim teknolojileri yeni ekonomik yapının dinamiğini oluşturmaktadır.

Bilişim teknolojileri ekonomik yapı üzerindeki büyük bir dönüşüm başlatmıştır. Öncelikle, ekonomik faaliyetlerin küreselleşmesine olanak tanımışlardır. Bu teknolojilere yapılacak yatırımlar ulusal ölçekli ekonomilerin büyüme oranlarını ve diğer bütün sektörlerini etkiler. Firmaların iç verimlilik oranlarını ciddi oranda artırırken,dış çevreleriyle de ilişkilerinde yeni mekanizmalar içine girmelerine neden olmaktadırlar. Böylece iç ve dış süreç ayrımları ortadan kalkmaya yüz tutmaktadır. Firmalar, bilişim teknolojileriyle sağladıkları esneklikle maliyetlerini düşürmekte ve küresel ölçekli rekabetlere girişebilmektedirler. Etkilerine baktığımızda iletişim, bilişim ve genel yayıncılık alanlarında meydana getirdiği "yakınsama"dır. Yakınsama, kişisel bilgisayarın, iletişimin ve televizyonun erişilebilir bir kullanıcı tecrübesinde birleştirilmesidir.İnternet üzerinden TV-radyo yayını, TV birimlerine getirilen internet servisleri, gezgin telefonlar, elektronik posta gibi uygulamalar örnek olarak gösterilebilir. İşletmelerde bilişim teknolojilerinin ne zaman ve ne düzeyde etkin olduklarını aşağıdaki şekilde görülmektedir: R.L. Nolan tarafından geliştirilen aşamalar teorisi bize bilişim teknolojilerinin zaman içerisinde kullanılma eğilimlerim göstermektedir. Buna göre 1960´iı yıllardan geleceğe uzanan dönemde bilişim teknolojilerinin üç ayrı evresi olmuştur. Sırasıyla, "veri işleme dönemi", "mikro dönem" ve "ağ dönemi". Veri işleme dönemi, ana bilgisayarları destekleyen endüstri ürünlerince şekillenmiştir. Mikro dönem ise bilişim teknolojilerinin sahne aldığı bir dönem olarak da ifade edilebilir. Bu dönemde bilişim teknolojilerinin çalışanlarca kullanımı amaçlanmıştır ve nihayet ağ dönemi de, bilgisayar ağlama olan ihtiyacın bir ifadesidir. Bu dönemde işlerin ağ şeklinde örgütlenmesi zaruret halini almıştır. Böylece örgütler arası çeşitli ağ yapıları oluşmuştur. Geniş Alan Ağları olarak bilinen Wide Area Network (WAN) ve Bölgesel Alan Ağları diye bilinen Local Area Network (LAN) oldukça yaygınlık kazanmıştır. Bu teknolojik gelişime dayalı ayrım aynı zamanda sanayi ekonomist, geçiş ekonomisi ve bilgi ekonomist olmak üzere üç ayrı ekonomik evreyi de ifade etmektedir. 1975–1980 dönemi "yaratıcı yapısal değişme dönemi" ve 1995’ten 2010’lu yıllara uzanan dönem de "dönüşümsel işletme dönemi" olarak değerlendirilmektedir. 


Ayrıca bilişim teknolojilerinin ortaya çıkmasının ve gelişmesinin dayandığı temeller vardır. Bunlar; 
Kuantum mekaniğinin 
Enformasyon kuramının 
Moleküler biyolojinin 
Oşinografinin 
Ekolojinin 
Uzay bilimlerinin oluşturduğu bütüne dayanmaktadır. 
Bilişim teknolojilerini sadece bilgisayarlarla sınırlamak mümkün değildir. Çok daha geniş bir yelpazeyi kapsayan başlıca bilişim teknolojilerini şöyle sıralayabiliriz: 
• Firma ve bürolarda kullanılan bilgi işlem ve hesap makineleri 
• İzole edilmiş metal ve kablo mamulleri 
• Elektronik supap ve tüp mamuller ile diğer elektronik parçalar 
• Televizyon ve radyo vericileri ile ilgili ürünler, telefon ve telgraf hat cihazları 
• Televizyon ve radyo alıcıları mamulleri, ses ve video kayıt cihazları, teksir cihazları ve yardımcı ürünler 
• Endüstriyel süreç araçları dışında, ölçme, kontrol, test, rota saptama vb. amaçlarla kullanılan araç ve cihazların mamulleri 
• Endüstriyel süreç kontrol araçlarıyla ilgili mamuller, bilişim teknolojileriyle ilgili hizmetler 
• Makine ve ekipmanların toptan satışı ve tedariki 
• Bilgisayar dâhil, işyeri makine ve bilgi işlem ekipmanlarının kiralanması 
• Telekomünikasyon 
• Bilgisayar ve ilgili hizmetler

Ülkemizde bilişim sektörüne yönelik bazı bölümler aşağıda listelenmiştir:
-Bilgisayar Mühendisliği
-Elektrik-Elektronik Mühendisliği
-Yazılım Mühendisliği
-Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri
-Yönetim Bilişim Sistemleri
-Bilgisayar Bilimleri
-Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği